Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin 4'üncü olağan kongresinin hemen öncesinde sadece siyaset açısından değil, insani açıdan da çok önemli ve anlamlı bir görüşmeye imza attı.
Yazar Orhan Miroğlu ile görüştü.
İşin AK Parti'yle ilgili boyutu bir yana, Türkiye Cumhuriyeti başbakanının çok değil 20 yıl önce bu devlet tarafından öldürülmek istenen bir Kürt aydınıyla görüşmesi gerçekten "devlet"in nasıl bir dönüşüm içinde olduğunu gösteriyor.
O karanlık günler henüz hafızalarımızdan silinmiş değil, Kürtlerin Musa Amcasıyla (Anter) Miroğlu, Diyarbakır'da bir otelden alınıp kurşuna dizilirken koca bir toplum, o ceberut yapı karşısında "susmaktan" başka bir şey yapamamıştı.
O dönemde sorunlarla yüzleşen değil, "aydınlarını öldürerek, toplumu susturarak" çözüm bulduğunu sanan bir devlet vardı.
Miroğlu, 1980 askeri darbesinin "Cehenneme" çevirdiği Diyarbakır Cezaevi'ndeki işkence ve zulmünün de yaşayan tanıklarından biri. Bugün Türkiye toplumunun yüreğini yakan şiddetin önemli bir nedeni de o cezaevinde yapılanlardı.
Miroğlu, eski devletin bütün şiddetini yaşayarak bugünlere gelen ender aydınlardan biri.
O acılardan süzülüp geldiği için de bu toprakların barışa nasıl susadığını iyi biliyor. Bunu da kitaplarıyla ve uzun bir süredir de gazete yazılarıyla dile getiriyor. Çok derinlere uzanan ve hala içimizi yakan "Kürt sorunu"nun içinden gelmesine rağmen, Türkiye toplumunun "vicdanı" olmayı da başarmış ender isimlerden biri.
Başbakan Erdoğan'ın Miroğlu ile görüşmesi önümüzdeki 10 yıllara nasıl baktığının da bir işareti. Bu nedenle bu görüşme sadece AK Parti'ye geçişten çok daha fazlasını ifade ediyor.
Dün Miroğlu ile öğlen yemeğinde bir araya geldik. AK Parti'ye geçişle ilgili çok şey yazıldı ama işin doğrusu şu; Miroğlu'nun, biri Mersin'de biri Ankara'da olmak üzere iki konuşması nedeniyle 3 yıla yakın bir cezası var. Aslında tam da var denemez çünkü dosyalar Yargıtay'da. O da gerçeği tam anlatmaya yetmiyor çünkü söz konusu cezalar 3. Yargı paketiyle ceza olmaktan çıktı. Ortada ceza yok ama Anayasayı ilgilendiren bir siyasi yasak var. İşte bu nedenle Miroğlu'nun AK Parti'ye geçişi şimdilik mümkün değil.
Ancak Miroğlu, Başbakan Erdoğan'ı ve AK Parti'yi önemsiyor ve Türkiye'nin demokrasiyle buluşmasında öncü rol oynayacaklarına inanıyor.
Başbakan Erdoğan'ı samimi bulduğunu söyleyen Miroğlu şöyle diyor:
"Benim için önemli olan insanların birbirini öldürmeden barış içinde bir arada yaşamasını sağlamaktır. Bunu kim yaparsa ben ona destek olurum..."
Ve ekliyor:
"Başbakan insanda büyük bir güven duygusu yaratıyor, 2023'e kadar bu ülke için, yapabileceği her şeyden emin bir siyasi lider Sayın Erdoğan, zaten ihtiyacımız olan da, bir siyasi liderin kendinden emin olması ve güven duygusu yaratabilmesi değil mi?"
Miroğlu'nun yayımlanmış dokuz kitabı var. Bu yılın ocak ayında yayımlanan "Silahları Gömmek" kitabı bir hayli ilgi çekti.