Tarihi boyunca darbeler, iç kargaşa ve siyasi suikastlarla sarsılan Pakistan'ın federal başkenti İslamabad'a doğru yola çıkarken bir arkadaşım şöyle diyordu:
"Dünyanın nasıl yönetildiği bilinmeyen tek ülkesi..."
Güçlü askeri ve istihbarat yapısını anlatmak için söyleniyor bu söz. Ama şimdi durum biraz farklı. Pakistan siyaset açısında belki de tarihinin en şanslı dönemini yaşıyor çünkü ilk kez bir hükümet iktidarda 4'üncü yılını tamamlıyor. Ve askerler de darbe yapmıyor ya da yapamıyor.
Dünyanın ikinci büyük İslam ülkesi, 180 milyonluk Pakistan, bir nebze de olsa istikrara kavuşmuş gibi. Türkiye ile dostluğu giderek gelişiyor. Cumhurbaşkanı Gül de, Başbakan Erdoğan da birkaç kez gidip geldiler bu ülkeye. Bu güçlenen ilişkide bir kişinin de önemli payı var: AK Parti Van Milletvekili Burhan Kayatürk.
Kayatürk'ü kamuoyu 6 dil bilen milletvekili olarak tanıyor. Aynı zamanda Meclis'te Türkiye-Pakistan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı...
Öğrenciliğini geçirdiği Pakistan'la Türkiye'nin güçlü ilişkiler kurması için yıllardır büyük çaba harcıyor.
İslamabad'a Kayatürk'e ülkenin cumhurbaşkanı tarafından verilecek bir ödül için gidiyoruz, ender verilen bir ödül bu. İlk kez geldiğim Pakistan'da, Türkiye Büyükelçiliği'nden çıkıp devlet sarayına doğru giderken, yol boyu protokol uygulanıyor. Caddelere dizilen beton bariyerler, askeri kulübeler ve eli silahlı askerlerin görüntüsü ürkütücü. Üstelik burası Federal başkent ve ülkenin en sakin yeri.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na giriyoruz. Ödülün verileceği salonda 700 kişilik bir topluluk var. Rütbeli askerler dikkat çekiyor. Butto ailesinin önde gelen isimleri, bakanlar, yargıçlar, bürokratlar ve yabancı misyon temsilcileri orada. Biz de Türkiye'ye ayrılan bölüme Burhan Kayatürk'ün eşi Kadriye Kayatürk, Büyükelçi Mustafa Babür Hızlan, eşi Emel Hızlan'la birlikte oturuyoruz.
Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari, Başbakan Yusuf Rıza Gilani'yle birlikte salona girdikten sonra önce milli marş çalıyor ardından da Kuran okunuyor.
O ana kadar Pakistan'ın bir İslam cumhuriyeti ve "şeriat yasaları"yla idare edilen bir ülke olduğunu pek düşünmüyorum. Bu nedenle ister istemez Kuran okunurken salona biraz daha dikkatle bakıyorum.M Kadınların çoğunun başı açık ama kapalı olanlar da var, Onlar da merhum Benazir Butto tarzı... Bazı eyaletlerde tamamen çarşaflılar ve burka giyenler var.
Bir anlamda nev-i şahsına münhasır bir İslam cumhuriyeti...
Pakistan Halk Partisi'nin genç genel başkanı Bilavel Butto Zerdari'nin gelişi salonda hareketlilik yaratıyor. Babası Cumhurbaşkanı ama o annesinden aldığı soyadıyla anılıyor ve geleceğin başbakanı olarak bakılıyor.
Ödül töreninde özellikle üç ödül sahibi dikkat çekiyor. Pakistan'da sivillere verilen en yüksek ödüllerden Stara-e İmtiaz (ayrıcalık yıldızı) Nişanı'nı alan AK Parti Milletvekili Burhan Kayatürk, Pakistan'ın ilk kadın Meclis Başkanı Fehmide Mirza ve 84. Oscar Ödül Törenlerinde "Kadına şiddeti" konu alan belgesel film dalında Oscar kazanan Pakistanlı Kadın Yönetmen Sermin Obaid...
Cumhurbaşkanından ödül alan kadınların çoğu el sıkışmadan ödülünü alıp gitti.
Oscar ödüllü genç Pakistanlı kadın Sermin Obaid'i kürsüye çıkınca ilgiyle izledim.
Acaba ne yapacak?
Çıktı cumhurbaşkanının elini sıkarak ödülünü aldı ve kürsüden indi. Hiç kimse de neden öyle yaptın demedi.
Ödül sonrası Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari'yle yarım saat baş başa görüşen Kayatürk'e duygularını soruyorum: "Ödülü ülkem adına aldım. Pakistan önemli bir İslam ülkesi. Bu ülkeyle geçmişten gelen dostluk bağımız var ama bunu daha da geliştirmeliyiz çünkü yaklaşık 600 milyonluk İslam coğrafyasına açılan kapı Pakistan. Burada Türkiye ve Türkler çok seviliyor."
Pakistan'dan izlenimlere devam edeceğim.