Üç gün önce kaleme aldığım "Susurluk döneminin 'Mehmet'ler savaşı" başlıklı yazımda,90'lara tanık olmuş, kendini solda gören veya sosyal demokrat olduğunu söyleyen siyasi aktörlerin o dönem neden suskun olduğunu sormuştum.
O isimlerden biri, demokrat kimliğiyle bilinen eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis'ti. Halis, 90'larda derin yapının kapsama alanına girmiş ve üstü çizilecek Kürt işadamları listesinde yer almıştı.
Pervasız ve hukuksuz devlet öyle bir şey ki, hükümette bakan olan bir ismi bile gözünü kırpmadan "ölüm listesi"ne koyabiliyor.
Ama asıl vahim olan bu dehşetli durum karşısında hükümet ortağı olan sosyal demokratların suskunluğu...
Bu gerçeği, dava açarak olayın üzerine gidip bugüne ışık tutan verilerin ortaya çıkmasını sağlayan Ziya Halis şöyle anlatıyor:
"1991 seçimlerinde kurulan DYP-SHP koalisyonundan umutluyduk. Ama maalesef Türkiye'nin en karanlık dönemlerinden biri bu koalisyon zamanında yaşandı. Biz yumuşama beklerken tam tersine şeyler oldu. Yargısız infazlar, suikastlar, köy yakmalar.
Geriye dönüp baktığımda o süreçte bir şekilde yer almış olmaktan dolayı kendimi suçluyorum.
Yüzüm kızarıyor."
Teşekkürler Ziya Halis... Sizin "yüzüm kızarıyor" deme yürekliliğini gösteriyor olmanız gerçekten çok önemli... Ya diğerleri?
Onların yüzü kızarıyor mu çok merak ediyorum...