Demokrat Parti'nin bugünkü kongresi bana, aday çokluğu nedeniyle Anavatan'ın son kongresini hatırlattı.
Acaba bu da DP'nin son kongresi mi olacak? Cevabı uzun sürmeden göreceğiz ama DP'nin bu noktaya gelmesinde eski siyasi aktörlerin büyük günahı var. Eski Cumhurbaşkanı Demirel ne kadar siyaset üstü olduğunu söylese de Süleyman Soylu'yu göndermek için sabahlara kadar canhıraş çalıştığını DP delegeleri unutmuş değil. Aynı şekilde Hüsamettin Cindoruk'la Mesut Yılmaz da az gayret göstermedi.
Peki, nereye getirdiler DP'yi?
Şu aday enflasyonuna bakın... "Güneş batarken gölgeler büyük olur" derler.
MHP'den gelen Namık Kemal Zeybek, gitmediği, kapısını çalmadığı parti kalmayan Rıfat Serdaroğlu da aday... Serdaroğlu babadan o gelenekten geliyor, ama babasının "Menderes ve Bayar" için söyledikleri unutulur gibi değil. Anayasa İhlal Davası 18'inci oturumda baba Kemal Serdaroğlu şöyle diyor:
"Bir reisicumhurun ve bir başvekilin sokak politikası seviyesine düşeceği aklıma gelmemişti. Onlara inanmak zorundaydık. Bizi kandırmışlar. Darbeye de karşı değilim..."
Diğer adaylara gelince... Ahmet Özal, Salih Uzun, Adnan Dağıstanlı, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ve Samet Ocakoğlu...
Peki, ne olur?
Teşkilat Başkanı Ahmet Uyanık nedeniyle Zeybek şanslı görünüyor. Bir "Doğan Grubu Projesi" olduğu kadar, yeni "Genç Parti" misyonu yükleneceği de kulislerde konuşuluyor. Ahmet Özal, Özal adına güveniyor ama bu koşullarda o ada bile yazık olur.
"Merkezin yeniden inşası" gibi afili bir sloganla yola çıkan gençlerden Salih Uzun, Cindoruk'un çekilmesiyle bir nebze şanslı.
Demirel'in Cumhurbaşkanlığı rüyası, ANAP'ın da parası düşünüldüğünde eskilerin yenilere pek şans vermeyeceği anlaşılıyor. Ama taban da eskilere o kadar tepkili ki kim olursa olsun da diyebilirler...