Önceki gece yarısı Habertürk'te son Balyoz Operasyonu ile ilgili 25'i muvazzaf 102 subay hakkındaki tutuklama kararı tartışılıyordu. Tartışmacılardan biri şu minvalde bir tespit yaptı: "Balyoz operasyonu nedeniyle hakkında tutuklama kararı verilen generaller tutuklanamaz çünkü onları tutuklamak için mareşal rütbesinde biri olmalı…"
Bir an yanlış mı duydum diye düşündüm. Ama tartışmacı ısrarla aynı şeyi söylüyordu. Kimse de bir karşılık vermedi. Acaba Mareşal bulunmadığı için mi aylardır Orgeneral Saldıray Berk mahkemeye gitmiyor?
Merak edip durumu, askeri meseleleri de bilen Ümit Kardaş'a sordum. Kardaş alakası olmadığını söyledi ama askeri suçlarla ilgili şöyle bir kural olduğunu da ekledi:
"Askeri kişiler tutuklanıp götürülürken yanlarında üst rütbeli biri olmalı."
Araya girip sordum; "Tutuklanan orgeneralse o zaman yanında kim olacak?"
Kardaş'ın cevabı şöyleydi: "Sözünü ettiğimiz şey sivil suç. Mahkemenin tutuklama kararı var. Üst rütbeli biri bulunmazsa da götürülür. Burada önemli olan siyasi irade ve Genelkurmay'ın tavrı… Görünen o ki bu tür şeyleri bahane ediyorlar."
Kardaş'ı bulmuşken, CHP'nin değiştirilmesini önerdiği İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesini de sordum.
Cevabı başka soruları beraberinde getirdi.
"Darbelerin engellenmesi açısından bu madde elbette önemli ama daha önemlisi 324 ve 325'inci maddeler… Genelkurmay 40 yıl önce bu maddelerle özerklik kazandı. Bu maddeler değişmediği ve Genelkurmay, Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmadığı sürece vesayet rejimi değişmez…"
Referandumda "hayır"a gerekçe bulmakta zorlanan CHP'lilere duyurulur…