Geçen hafta Kocaeli Üniversitesi'ne bir türlü dönemeyen Prof. Dr. Nadir Paksoy'la ilgili bir yazı kaleme almıştım.
Yazı üzerine, Rektör Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu bir üniversite hocasına yakışan bir üslupla kendi deyimiyle olayı anlatan bir bilgilendirme yazısı gönderdi. O yazıyı biraz kısaltarak yayınlıyorum.
"Yazmamın gayesi, size cevap niteliği taşımamaktadır veya bir tekzip talebini size iletmek değildir. Bir de sadeliği ve iyi insan olmayı kendine yaşam biçimi seçmiş, 36 yıllık bir hekim olarak, çok incindiğimi ifade etmek istedim. Prof. Dr. Nadir Paksoy 1996'da Akdeniz Üniversitesi'nde mutlu olmadığını, çalışma ortamı bulamadığını ifade ederek, Kocaeli Üniversitesi'ne başvurdu. O zamanki Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Baki Komsuoğlu kendisine çok da isteyerek kadro açtı. Kendi alanında gerçekten bilgili, iyi bir hekim, ama bir o kadar da kendi anabilim dalı ile yoğun sorunlar, kavgalar ve soruşturmalar yaşayan bir öğretim üyesi olarak 4 yıl çalıştı. (...) Üniversite hem bilim, aynı zamanda, hem de uyum gerektiriyor. Kavga her yerde olduğu gibi bilimde de gelişmeyi engelleyen önemli bir süreç. Nadir Hoca, 10 yıldır gazetelere yazı yazar. Üniversiteyi, kaybettiğimiz Baki Hoca'yı, beni, yerden yere vurur. Cumhurbaşkanlığı Makamına, YÖK'e şikâyet eder. Gazetelere ilanlar verir. Bir kez bile kendisine üzücü bir cevap vermedim. (...)
En son mahkeme kararı (2010) tekrar bir ilan verilmesi doğrultusunda oldu. İlan verildi, kendisine avukatı aracılığıyla duyuruldu, başvurmadı. Üniversitemizin ve benim yargı kararına ve hukuka aykırı bir davranışımız söz konusu bile olamaz. Üniversitemizde Nadir Paksoy davası dahil mahkeme kararı uygulanmayan tek bir konu yoktur. Dr. Paksoy'un zor kişiliğinin olayları bu boyuta taşıdığını düşünüyorum."