Abant Platformu'nda iki gündür, günümüz Türkiye'sinin tartıştığı bütün sorunların gelip dayandığı temel bir mesele ele alındı. Siyasete ve hayata müdahale eden asker ve sivil bürokrasi...
Ortaya çıkan gerçek şuydu; Türkiye Cumhuriyeti kurulurken Osmanlı'yla birçok alanda bağını koparmıştı ama asker ve sivil bürokrasiyle bağı sürüyordu.
Yaşadığımız siyasi, askeri ve yargısal sorunların nedeni de bu yapının sürmesiydi. Bu yapı, 1960 darbesiyle kurumsal hale geldi, anayasal dayanaklar kazandı ve darbeler yolunu açarak gücü hep elinde tuttu.
Tartışılan "vesayetçi" yapıdan bu kastediliyordu.
Bu da sık sık asker ve sivil bürokrasinin başta siyasi hayat olmak üzere her şeye müdahale etmesi anlamına geliyordu.
Dün sabah panelin ilk bölümünde "Demokrasi ve Dış Güvenlik" konusu tartışıldı. Yani "savunma" üzerinden "vesayet" sisteminin nasıl işlediği ele alındı.
Prof. Dr. Mümtazer Türköne önce bir tespit yaptı:
"Askeri vesayet altında olmak istemiyorsanız, askeri, vesayet altına almalısınız."
Sonra da bir gerçeği dile getirdi:
"Askeri konuları askerler kadar bilmek zorundasınız. Ama ne yazık ki bu konuları bilen sivil yok."
Medyada savunma konularında belki de tek yazı yazan gazeteci Lale Kemal, bu bilgisizliği "korkuya" ve asker sivil ilişkilerinde "siyasi irade" sorununa bağlıyordu:
"Hangi konuyu tartışırsak tartışalım, önümüzdeki engel askeri vesayet sistemidir. AB ülkelerinde bu sorunun nasıl aşıldığı açısından İspanya iyi bir örnek... Biz de siyasi irade askerden korkuyor. Bu yüzden harekete geçemiyor. Harekete geçilseydi Milli Savunma Bakanı Saldıray Berk'i, İçişleri Bakanı da Albay Temizöz'ü görevden alırdı. Sadece batıda değil, en son Kore'de aralarında genelkurmay başkanının da olduğu 25 subay görevden alındı."
Panelin son konuşmacısı Prof. Dr. Eser Karakaş'tı... Karakaş, Türköne'nin bıraktığı yerden devam ederek, Türkiye'de askeri konularda yazılmış tek eser olmadığına dikkat çekerek şöyle diyordu:
"Bugün profesyonel orduya geçilecek deniliyor. Bunu söylemeyen de yok gibi... Ama nasıl geçileceğine dair bir öneri yok. Siviller bu işe kafa yormuyor. Bu olmadığı sürece vesayet sorunu bitmez... Bakın siyasi partilere hiçbirinde ciddi bir savunma uzmanı yok."
Karakaş bir de cevap bulamadığı bir soruyu dile getirdi:
"Sayıştay Kanunu 5 yıldır komisyonda bekliyor. Neden? Bunun cevabını ben bilmiyorum."
Abant Platformu'nda hem bilinen hem de hiç bilinmeyen pek çok konu ele alınıp tartışıldı.
İki gün boyunca yeni bilgilerle kendimizi yenilerken, Abant'ın harika doğasından da yararlandık. Göl kenarında yürüyüşler yapıp, sohbet ettik.
Son söz: Belki kutuplaşmanın yol açtığı bir sonuçtu ama yine de bir tartışma ve müzakere klasiği haline gelen Abant Platformu'nda daha farklı fikirlere sahip simalar görmek isterdik.