Hepimiz CHP kurultayında ne olacağını merak ediyoruz. Acaba Baykal dönecek mi, yoksa genç bir kadro çıkıp CHP'de yenileşme rüzgârı mı estirecek?
Manzaraya bakınca kurultaya kadar derin ve sinsi bir savaşın süreceği anlaşılıyor. Baykal'ın yakın ekibi olası bir adayın çıkmaması için inanılmaz gayret sarf ediyor. Önder Sav; "Kimse elini ovuşturmasın" diyor. Öyle bir hava yaratılıyor ki bu koşullarda aday olarak ortaya çıkmak hanilikle eş anlamlı...
Peki, bugünlerde CHP'de bir değişim olacak umudu yaratan birileri var mı? İlk bakışta siyaseten ciddi bir muhalefet yapan ve liderliğe aday olduğunu söyleyen birileri yok. Peki, o zaman bu telaş niye?
Ya da siyaset kurdu Baykal'ın istifa metninde dile getirdiği "İstifam, CHP'yi dizayn etmek isteyenlere bir imkân tanıyacak" sözlerinin anlamı ne?
Bu manzara ve tespit, CHP içinde gizli bir iktidar savaşının olduğunu gösteriyor. Peki, kimler arasında yaşanıyor bu savaş? Sorunun cevabı 29 Mart seçimlerinde saklı. O süreç CHP içinde iki siyasi aktörü öne çıkarttı; Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin.
Şimdi bu iki ismin birlikte veya tek tek ortaya çıkması bekleniyor. Yazılıyor, destek veriliyor ve anketler yapılıyor. Kılıçdaroğlu aday olmayacağını söylüyor ancak Gürsel Tekin'in durumu biraz farklı. O daha ilk gün gözyaşları içinde "Bize abilik yapacak" açıklamasıyla işareti verdi.
Bence bu ikilinin ortaya çıkmasını Baykal da, telaşa kapılmış çevresi de bekliyor... Fikret Bila şöyle yazıyor:
"Baykal'a göre, bu aşamadan sonra ideal çözüm, 'dinamik ve genç bir kadro'nun parti yönetimini üstlenmesi." Ne ilginç değil mi?
Baykal, kendisine tuzak kurulduktan hemen sonra gençlere "kapıyı açık tutuyor", görev almalarını istiyor. Hatta Mustafa Özyürek, çıkıp Kemal Kılıçdaroğlu ismini veriyor. Bir anda ibreler dönüyor mu acaba?
Hızlı bir değişim yaşadığımız çok açık. Normal kurultay süreci yaşansaydı farklı şeylerin olacağını bekleyenler bütün bu olup bitenleri şaşkınlıkla izliyor. Yoksa CHP içinde bizim göremediğimiz "kanlı" bir oyun mu kuruluyor?
Bu kaotik durum bana, Gürsel Tekin'in kongre sürecinde söylediği "Kanlı mı olacak kansız mı?" sözünü hatırlatıyor.
İstanbul'a, İstanbul'daki iş dünyası ve medyayla siyasetçilerin ilişkisine daha bir yakından bakmakta yarar var. Önceki gün verdiğim kulis haberi çarpıcı bir noktaya gidiyor. Derin operasyonu kimler biliyordu acaba?
Baykal, kurultayda derin operasyona Güldal Mumcu'yla cevap verirse hiç şaşırmamak gerekiyor.