Türkiye'deki karanlık cinayetler tarihinin son yıllardaki dönüm noktalarından biri Hrant Dink cinayetidir.
Dink cinayeti öncekiler gibi faili meçhul kalmadı ama soruşturma ve yargılama açısından onları da aratmadı.
Kritik nokta, cinayetin işleneceği bilinmesine rağmen önlenmemesiydi.
Peki, bunun sorumlusu kimdi?
Yargı açısından henüz bu sorunun cevabını alamadık ama Dink cinayetinde ihmali görülenlerin başında o dönemki İstanbul Emniyeti'nin üst düzey yetkilileri var.
Bu gerçek kayıtlara da geçti. Bir süre önce İçişleri Bakanlığı, Hrant Dink cinayetinde kusur ve ihmalleri görülen ve aralarında eski İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın da bulunduğu 9 polis hakkında soruşturma izni verdi. Ancak İstanbul Valiliği'nin hazırladığı 7 sayfalık raporda sadece 3 polis hakkında soruşturma izni çıktı.
Bu sınırlı gelişme, bir türlü ilerlemeyen Dink davası açısından elbette önemli. Ama asıl önemli olan davanın bundan sonra nasıl bir seyir izleyeceği…
Valilik raporu 3 polisi sorumlu tutuyor ama bu cinayetin perde arkasında karanlık bir zihniyet olduğu da çok açık.
Bu durumu İstanbul polisini yakından tanıyan "Derin Ses"e sordum. Söyledikleri çarpıcıydı:
"Bu cinayette ihmal olduğu o kadar açık ki, rapor her şeyi ortaya koyuyor. Ümraniye'ye gidilmediği, sahte evraklar düzenlendiği biliniyor. Ama bilinmeyen önemli bir şey daha var. Cinayetten sonra Ankara'yı kimin aradığı…"
Şifreli konuşan "Derin Ses"e daha açık konuşmasını söylüyorum, şöye devam ediyor:
"Olay zaten herkesin gözü önünde cereyan etti. İhmali olanlar belli. Sorun neden üzerine gidilmediği. Cinayetten hemen sonra İstanbul Emniyeti'nden kim Ankara'yı arayarak, 'O belgeleri yok et' dedi. Bu sorunun cevabı cinayetin neden engellenmediğini ortaya koyuyor."
Bu bilgilerle eski İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun'un söyledikleri birbirini tamamlıyor. Geriye bir tek işin üzerine gitmek kalıyor. İstanbul polis camiasında bu "aramanın" herkes tarafından bilindiğini söyleyen "Derin Ses" son olarak şöyle diyor:
"İşin arkasında herkes derin devleti arıyor. Tabii ki işin içinde derin devlet var. Yargı süreci bu aramayı deşifre ederse derin devletin kimler aracılığıyla hayat bulduğu da anlaşılır."