Temel sorunlarını hep öteleyen ve çözmeyen Türkiye son yıllarda derin bir alt üst oluş yaşıyor.
Her şey ve hepimiz değişiyoruz. En değişmez görünen asker sivil ilişkileri bile herkesi şaşırtacak bir hızla değişiyor.
Ve Türkiye normalleşiyor. Normalleşiyor çünkü Türkiye oldum olası bir anormallikle yönetiliyor. Devlet-toplum, sivil-asker, iktidar- yargı, medya-siyaset hangi ilişkiye bakarsanız bakın hiçbiri sağlıklı değil. Bu nedenle bir an önce normalleşmemiz gerekiyor.
Bu noktada en anormal seyreden ilişkilerin başında ise "kadın-siyaset" ilişkisi geliyor.
Önceki gün Mehmet Ağar döneminde DYP GİK üyesi olan Melek Atalay aradı. Ve hemen söze girdi:
"Maden bugünlerde Anayasa paketi hazırlanıyor. Benim önerim kadınların seçilmesi için pozitif ayrımcılık gereği Anayasa'ya kota konulması da referanduma götürülmeli." Gerçekten de genel ve yerel siyasette, sivil toplum örgütlerinde kadınların önü hep kapalı. Elbette sosyal ve kültürel engeller var. Ama en önemlisi erkek egemen yapı... Böyle olduğu için de toplumun yüzde 50'sini oluşturan kadınların Meclis'teki temsil oranı sadece yüzde 9.1.
Bu anormal değil mi?
Geçen yasama yılında bu oran 4.4'tü. Bu yasama döneminde 9.1'e çıkması ve AK Parti'den iki kadının bakan olması küçük de olsa bir normalleşme işareti.
Ama inanılmaz yavaş yürüyen bir normalleşme... Bu konuda son dönemlerde her parti önemli adım attı ama DTP çizgisi hem genelde hem de yerelde ilk sırada...
Diğer partilerin de benzer bir noktaya gelmesi için tek çıkış yolu var. AB ülkelerinin de yaptığı gibi pozitif ayrımcılık gereği kadın kotasını en azından bir süreliğine anayasaya koymak. Bu fikri yıllardır savunanlardan biri de CHP Aydın milletvekilliğini bırakarak, yerel seçimlerde CHP'den Aydın Belediye Başkanı seçilen Özlem Çerçioğlu...
Yaklaşık bir yıllık kısa bir sürede önemli başarılara imza atan Çerçioğlu şöyle diyor:
"Kadın siyasetçi sayısı oldukça az. Düşünün toplumun yüzde 50'si siyasi hayatın, ekonominin, işgücünün içinde yeterince yer alamıyor. Türkiye'nin bir kanadı eksik. Böyle olunca küresel dünyayla yarışa yüzde 50 geriden başlamış oluyorsunuz. Yerel yönetimlerde durum daha da kötü..." Çerçioğlu çözümün Anayasa'yla güvence altına alınması için bütün partilere seslenerek şöyle diyor:
"Türkiye'de kadın siyasetçilerin daha fazla olabilmesi belki bugün yüzde 50 hayal ama en azından yüzde 20, yüzde 25'lere ulaşılabilmesi için pozitif ayrımcılık olması gerektiğine inanıyorum. Anayasa'ya böyle bir kota koymalıyız. Avrupa ülkeleri de bu ayrımcılığı kota ile çözdü."