Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Referandumun kaderini ne belirleyecek?

İki gündür Ankara'dayım… Siyaset kulislerindeki havayı kokluyorum. Burası dışarıdan bakınca "Orada neler oluyor?" merakı uyandırırken, içeriden bakınca değişen pek bir şey görünmüyor. Her kesimde "ihtiyatlı" bir bekleyiş var. Ortada usta işi olmasa da bir satranç oynanıyor ama kimse kuralların gereğini tam olarak yerine getirmiyor. Her hamle kendi pozisyonunu sağlama almak için atılıyor.
Bu nedenle o çok tartışılan ve uzun süredir yalanlanan "Islak imza" nın ve Balyoz Darbe Planı'nın doğrulanması bile siyasetteki kutuplaşmayı en azından şimdilik etkilememiş gibi.
Bir anlamda siyasetin her kesimi kutuplaşmanın varlığından memnun ve oradan besleniyor.
Şimdi bunu güçlendirecek yeni bir süreç başlıyor. Referanduma götürülmesi düşünülen Anayasa paketi…
Yargı reformunu da içine alacak bu paketin ayrıntıları bilinmiyor ama beklenen iktidarın kendi içindeki dengeleri de dikkate alarak "zayıf" bir paket ortaya koyması.
Bu nedenle siyaset kulislerinde darbe planlarından, sivil asker ilişkilerinden, işsizlikten, ekonomik verilerden daha çok bu tartışılıyor. Tartışılıyor çünkü bu sürecin muhalefete "ortak tavır alma fırsatı" verdiği konuşuluyor.
Kutuplaşan toplumsal yapıya dikkat çeken bir siyasetçi şöyle diyor:
"Bugün darbe girişimlerine ilişkin belgeler kanıtlandı. Ama dikkat edin, bunun tersini iddia eden siyasetçiler hiç oralı değil. Toplumun bazı kesimleri de aynı yaklaşım içinde. Ayrıca yargı reformunun gerekli olduğunu da herkes biliyor. Ama buna rağmen reform paketine destek vermeyecekler.
Çünkü toplum kutuplaştı. Onlar da bu kutuplaşmadan besleniyor. Bu yüzden referandum çantada keklik değil."
Bu kaygı ister istemez dikkatleri AK Parti'nin hazırlayacağı Yargı Reformu'nun içeriğine çeviriyor. Acaba nasıl bir paket çıkacak?
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal daha şimdiden konuyu iktidar için "Kal veya git" noktasına getirdiğini belirterek şöyle diyordu:
"Milletin önüne referandum gelebilir. Ama millet de istediği cevabı verir. Bu konu milletin önüne geldiği zaman biliniz ki Türkiye çok büyük bir şansı elde etmiş olacaktır ve o zaman hepimizin görevi Anadolu'yu karış karış tarayarak millete işin asıl yüzünü anlatmak, hepimizin işi olacaktır.
Bu referandum Anayasa referandumu olmaktan çıkacaktır, bu iktidar hakkında 'kal', 'git' referandumu haline gelecektir."
Bu havayı muhalefetin her kesiminde görmek mümkün… Bu durum bana daha önce kulislerde konuşulan Cumhurbaşkanlığı seçimi endeksli, CHP, MHP, Demirel destekli DP ve diğer partilerle bir blok oluşturup AK Parti karşısına çıkma hesaplarını hatırlattı.
Referandum, muhalefete cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi böyle bir blok yaratma şansı veriyor.
Bu noktada kilit parti ise Barış ve Demokrasi Partisi…
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş referanduma destek olma şartlarını açıklarken net bir tavır koydu:
"Yüzde 10 seçim barajı aşağı çekilmeli…"
Ancak, bu öneriye AK Parti, "yönetimde istikrar adına" sıcak bakmıyor. Temsilde adaleti sağlamak için ise 100 Türkiye milletvekilliği öneriyor. İşte referandumun kaderi bu pazarlığın nasıl noktalanacağına bağlı.
Kısaca referandumun yüzde 50 barajını aşması, seçimin yüzde 10 barajını kaldırmasına endeksli.
Tabii bir de AK Parti'nin hazırlayacağı paketin ezber bozup bazmayacağına bağlı. Bu nedenle bu hesaplara karşı AK Parti'nin ne yapacağı merak ediliyor. Acaba, darbe girişimlerine karşı performansı ve duruşuyla öne çıkan AK Parti, bu hesapları alt üst edecek bir çıkış mı yapacak yoksa düşündüğünden vazgeçip seçimi mi bekleyecek?
Sürecin seyrini AK Parti'nin yeni hamlesi belirleyecek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA