Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

'Ergenekon savcılarına çuvalla delil vereceğim'

Türkiye'nin karanlık tarihinin önemli tanıklarından biri de "Uyuşturucu kaçakçısı" olarak bilinen Hüseyin Baybaşin'di.
Geçmişte yaptığı açıklamalar, hakkında ileri sürülen iddialar bunu gösteriyor.
Özellikle 90'lı yıllarda hem Türkiye, hem de Avrupa basını onunla ilgili çok şey yazdı.
Uyuşturucu dünyasının "baronu" ya da "Avrupa'nın Escobarı" olarak nitelendi. Geniş ilişki ağından ve dünyada etkili oluşundan söz edildi.
Bu yılın ilk günlerinde Taraf gazetesine yaptığı açıklamalar çok tartışılacağa benziyor.
Mafyayı, karanlık dünyayı yakından izleyen bir gazeteci olarak Baybaşin benim de ilgi alanımdaki isimlerden biriydi.
Ergenekon Terör Örgütü iddiasıyla açılan davanın kapsama alanına Susurluk girince ister istemez Baybaşin'i konuşulması gerekenler listesine aldım ve ilgilenmeye başladım.
Beni, 1998'de Hollanda'da tutuklanan ve ömür boyu hapse mahkûm edilen Baybaşin'e götüren şey, Susurluk döneminde çok dillendirilen "Uyuşturucudan devletin kasasına 45 milyar dolar girdi" iddiasıydı.
Bu iddia Ergenekon Terör Örgütü'yle ilgili ikinci iddianameye şöyle girdi:
"1994'te yaşanan ekonomik krizi Tansu Çiller hükümeti 25 milyar dolarlık uyuşturucu parasıyla aştı."
Bu çarpıcı iddia daha önce de sonra da Türkiye basınında geniş haber oldu. İddiayı dile getirenlerden biri de Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu üyesi eski bakan Fikri Sağlar'dı.
Peki devleti de, devleti yönetenleri de zan altında bırakan böylesine önemli bir iddia niçin araştırılmadı?

Baybaşin'le 3 saat

Bu iddia etrafında dönen olayların perde arkasını öğrenmek için en iyi adres Hollanda'ydı ve ben de geçen yıl oraya gittim. Amacım, 11 yıldır Amsterdam'a 45 dakika uzaklıkta bir cezaevinde yatan Hüseyin Baybaşin'le görüşmekti. Görüşmek zordu ama şansım yaver gidince çok da zorlanmadan, dünyanın en iyi korunan cezaevine girerek ilk kez "Avrupa'nın Escobarı" olarak nitelenen Baybaşin'le görüştüm.
Medyaya göre "suç dünyasının en etkili ismi"yle yaklaşık üç saat cezaevinde kaldım.
Karşımda bilinen bir mafya babasından çok, adeta bir siyasi aktör vardı ve daha çok da siyasetle ilgiliydi.
İlk kez karşılaştığım Baybaşin'le kısa süre de olsa sağlık ve Türkiye üzerine sohbet ettik. O daha çok Türkiye'yi sordu ben de onun dört duvar arasındaki cezaevi yaşamını...
Sonra sohbetimiz başladı.
Ailesiyle bile o güne kadar görüşemeyen Baybaşin, Türkiye'den neden çıkmak zorunda kaldığını, kimlerin baskı yaptığını ve ne teklif edildiğini ayrıntılı biçimde anlattı.
Ayrıca Hollanda'da başına örülen tezgâhtan da söz etti.
Doğrusu bu söylediklerinin birçoğu daha önce de basında yer almıştı. Benim asıl merak ettiğim işe şuydu:
"Çarpıcı iddialarda bulunan Baybaşin bu işin neresindeydi? Devlet yetkilileriyle nasıl bir ilişkisi vardı ve devlet uyuşturucu kaçakçılarıyla ilişkiyi nasıl kuruyordu?"
Bu soruma şu cevabı alınca şaşırdım:
"Ben hiçbir zaman uyuşturucu kaçakçısı olmadım. Susurluk Araştırma Komisyonu'nun tespitine göre, devletin kasasına uyuşturucu trafiğinden 45 milyar dolar girmiş. Bunları yapanların hepsi benim ailemin bireyleri değil herhalde. Bunca insan içinde bir iki tane Baybaşin çıktı diye bütün aileyi uyuşturucu kaçakçısı olarak sergilemek, takdir ederseniz ki kasıtlıdır."
Ama şu sözleri de dikkate değerdi:
"Basının yazmasını istemediğim çok detaylı bilgiler var. Ben savcılarla görüşmek isterim. Bu zamana kadar kapımı çalmadılar ama açıkçası sizin aracılığınızla davet ediyorum. Siz gerçekten hesap sormak istiyorsanız, benim size vereceğim somut deliller çuvalla. Buyurun ben size sunayım."
Kısaca Baybaşin de devlet sırrı diyerek savcılara konuşacağını söylüyor.
Eğer, kirli tarihin sivil ayağıyla ilgili söyledikleri Ergenekon savcıları tarafından araştırılsa sanıyorum öteki ayakları da ortaya çıkacak ve Ergenekon'un seyrini de etkileyecek.
Baybaşin aslında sadece dönemin siyasi isimleriyle ilgili değil, Uğur Mumcu'nun öldürülmesinden devletle PKK ilişkisine kadar, birçok çarpıcı şey de söylüyor.
Onlara da yarın devam edelim...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA