İşadamı Cem Boyner geçtiğimiz pazar günü Milliyet gazetesinde gazeteci Eylem Türk'e gerçekten önemli açıklamalarda bulundu.
Geçen yıldan kalan bu açıklamaları bir kez daha hatırlatmakta yarar var.
Boyner, o konuşmasında sorumlu bir yurttaş olarak sadece içinden geçtiğimiz siyasi süreci tespit etmekle kalmadı aynı zamanda ne yapılması gerektiğini de söyledi.
Bir süre önce başta TÜSİAD ve TOBB olmak üzere "sivil toplum" örgütlerinin "demokratik açılım" sürecinde neden sustuğunu yazmıştım.
Bu suskunluğu ilk bozan Boyner oldu. Açıklamasıyla hem iktidara yeni ufuklar, hem de iktidarı boğmaya çalışan muhalefetin nasıl bir politika izlediğini net biçimde ortaya koydu:
Bakın suskunluğunu 14 yıl sonra bozan Boyner, siyasi partilerin pozisyonunu nasıl değerlendiriyor:
"AK Parti, Alevi açılımı ile ümmetçi olmadığını, Kürt açılımı ile milliyetçi olmadığını kanıtladı. AK Parti barış ve huzur getirmeyi amaçlayan tek aktör ama kimseden yardım alamayacak. İhtiyacı da yok. Milletin desteği yeter. MHP milliyetçi. Kürt açılımına karşı, ancak sokağı sorumlulukla kontrol altında tutuyor. DTP, centilmen Ahmet Türk'ün DTP'si olmaktan çıkmıştı. CHP ise milliyetçi, devletçi, halktan uzak, Alevilerden kopuk bir parti." Boyner'in bu tespitleri 2010 yılında da Türkiye'nin en önemli gündem maddesinin Kürt sorunu olacağına işaret ediyor.
Peki, Kürt sorunu nasıl çözülmeli?
İşte cevabı:
"Hükümet, askeri sivil bürokrasiye teslim olmadan demokratik açılımı derhal hayata geçirmeli, Kürt vatandaşlarına kendi etnik kimlikleri ile temsil, ifade ve eşit hak temelinde vatandaşlık için yola çıkmalıdır. Cumhuriyetin 86 yılında, biriktirilmiş, gasp edilmiş borçları ödemek gerekiyor. Kabahatler için özür dilenmelidir. Silahlar susmadan da bu yapılabilir."
Gördüğünüz gibi sözü uzatmıyor ve yapılması gerekeni dolaştırmadan söylüyor. Buradan mevcut siyasi aktörler bir sonuç çıkartır mı bilmem ama yeni ve alternatif siyaset üretme derdinde olan her siyasi aktörün çıkartacağı çok şey var.
Tabii Boyner'in bu çıkışı, yakında TÜSİAD Başkanlığı'na gelecek eşi Ümit Boyner'in nasıl bir yol haritası izleyeceğinin de gösteriyor.
Susmayıp, Başbakan Erdoğan gibi risk alan Boyner'i kutluyoruz...