Türkiye'de siyasal ve sosyal sorunların çözümsüzlüğü tartışıldığında hep aynı yakınma duyulur: "Eğitim sistemimiz bozuk."
Gerçekten de başından beri çağı yakalayan demokratik ve değişimci bir eğitim yerine ezberci ve tek tip yaratma hedeflendi.
Gerçi son yıllarda eğitim alt yapısı açısından önemli hamleler yapıldı ama özü değişmedi. En son yaşanan katsayı meselesi bunu çok net ortaya koydu. Bu nedenle eğitimde köklü ve derin bir zihniyet reformuna ihtiyaç var. Ne zaman olur bilinmez ama oturup beklemek de gerekmiyor.
Bir süre önce Türkiye'nin "Halkla İlişkiler" alanında ilklerden olan ve 35'inci yılını kutlayan A&B ailesinden sevgili Sibel Asna'yla konuştum.
Eğitime gönül vermiş Garanti Bankası'nın çok anlamlı bir projesinden söz etti:
"Öğretmenin sınırı yok..."
Geçen yılın nisan ayında başlatılan projenin hedefi, Atatürk'ün öngördüğü "Çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma"yı sağlayacak sağlam bir temel oluşturmak. Bunun için proje kapsamında; 5 yılda, Türkiye'de ilköğretim düzeyinde görevli 100 bin öğretmen, yönetici ve müfettişe, hizmetiçi eğitim verilecek...
Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan bir protokolle bu çalışma geçen yıl pilot bölgelerde başladı ve sanıyorum bu yıl içinde genişleyerek sürecek.
Bu projeden okullarımızın nasıl yararlanabileceğine gelince...
Hiçbir ücret ödemeden yürütülen bu projeye bireysel değil kurum olarak katılmak gerekiyor. "Öğretmenin Sınırı Yok" projesi kapsamında gerçekleştirilen eğitimlere katılım gönüllülük esasına dayanıyor ve ücret alınmıyor. Başvuru için işte adresi: www.orav.org.tr