Adı da çıkışı da ilgi çekti. İsveç'te üç yıl önce kurulan Korsan Parti 27 ülkede gerçekleşen Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 7 oy alarak önemli bir başarıya imza attı. Ve bir üyesini Avrupa Parlamentosu'na gönderdi.
Partinin kurulmasına giden süreci, 2005'te İsveç hükümetinin "mahremiyet sınırlarını zorlayan fikri mülkiyet yasası"nı çıkarması başlattı. Yasadan sonra internet ortamında sinemadan, müziğe birçok dosyayı üyeleriyle ücretsiz paylaşan The Pirate Bay (Korsan Koy) sitesi hakkında dava açılacak ve sitenin 4 ortağı suçlu bulunacaktı.
İşte klasik deyimle ne olduysa ondan sonra oldu. İnternet üzerindeki devlet denetimini azaltmak için mücadele eden internetçiler, kısa sürede toplumla buluştu ve internet üzerinden bir partinin doğmasına yol açtı.
Gençler arasında hızla yayılan Korsan Parti, bir anlamda küresel çağın ilk siyasi öncüsü oldu.
Hürriyet'te Eyüp Can bu durumu şöyle yorumluyor:
"Korsan Parti'nin hikâyesi dünün olmasa da yarının siyaseti konusunda hepimizi yeniden düşünmeye davet ediyor..."
Türkiye ise, ne yazık ki hâlâ "mail adresi olmayan siyasetçiler çağı"nda yaşıyor.