Dünyayı sarsan finans krizinin merkezi New York'un iki yüzü var. Bir yüzünde derin bir korku yaşanıyor.
Özellikle finans dünyasında çalışanlar bu korkuyu iliklerine kadar hissediyor. Binlercesi daha şimdiden işsiz kaldı. Diğerleri de sıranın ne zaman kendilerine geleceğini bekliyor.
Kimse bir adım sonrasını göremiyor, tahmin edemiyor. Onların arasında Türkiye vatandaşları da var.
Sayıları da az değil. Yaklaşık 500 kişi bugün dünyanın gündeminde olan ve kimi batmış, kimi de batma korkusu yaşayan devasa finans kurumlarında çalışıyor.
Bir akşam üstü New York'ta o kurumlarda çalışan birkaç Türk finans uzmanıyla bir araya geldik.
Marsh-Mclennan Companies'te çalışan Serdar Kaya, yaşanan finans krizinin temelinde emlak artışının yattığını belirtiyor ve şöyle diyor:
"Amerika'nın tarihinde emlak artışlarıyla ekonomik krizler arasında ciddi bir bağ var. ABD'de yılda ortalama 1 veya 1.5 milyon yeni ev yapılıyor. Ne zaman ki bu rakam 2 milyonu geçiyor, kriz geliyor. Bugün yaşanan krizin nedeni bu."
Peki emlak rakamları neden artıyor?
Kaya şöyle cevap veriyor:
"Bu basit sorunun cevabı belli, ya nüfus artıyor ya göç var ya da ekonomi çok iyi gidiyor. Amerika'da bunların hiçbiri yoktu. Amerika Asya'dan gelen parayı halkına ucuz kredi olarak dağıttı ve balon yarattı."
Kaya, krizin 2009'da işsizliğin artışıyla daha derinden hissedileceğini, düzelmenin ise ancak 2010'dan sonra başlayabileceğini söylüyor.
Peki dışarıda görev yapan finansçılar Türkiye'ye nasıl bakıyor?
Dünyanın Londra, Tokyo ve Dubai gibi önemli merkezlerinde 1500 bankacının çalıştığını belirten Kaya, şöyle diyor:
"Türkiye'yi yakından izliyoruz. Bankacılık sektörü 2001 krizi nedeniyle bir hayli dayanıklı. Ciddi bir sıkıntı yaşanmaz."
Araya girip bu kez konut sektörünü soruyoruz. Acaba konut alanında bir tehlike var mı?
"Sıkıntı olmaz demek mümkün değil, ama bizde yapılan konutlar bir ihtiyaca cevap veriyor. Yine de dikkatli götürülmesi gerekiyor."
Finans dünyası, krizi böylesine derinden hissederken, New York'un öteki yüzünde sanki dünyayı kasıp kavuran bu krizin esamisi okunmuyor.
Müzikaller de, sergi salonları da, müzeler ve sanat galerileri de dolup taşıyor.
Ünlü restoranlarından sıradan sokak satıcısına, her yerde kuyruk var. Özellikle de son dönemin moda semti Meatpacking'in ünlü mekanlarında yer bulmak bir hayli zor. O mekanların en sıkı müşterileri ise hiç kuşkusuz krizle sarsılan finans sektörünün genç yöneticileri.
Büyük düşünenlerin kenti New York, aynı zamanda çelişkilerin de kenti gibi görünüyor şu sıralar.