CHP, 32'nci Olağan Kurultay'da yeni politikalar üretmese de kadrolarının yüzde 50'sini yeniledi.
Birileri gitti, yeni birileri geldi. Ama tüm bu gidenler, gelenler arasında herkesin merak ettiği bir isim vardı; İlhan Kesici...
Merkez sağın olası lider adaylarından biri olarak geçen yıl CHP'ye girmesi herkesi şaşırtmıştı. 22 Temmuz seçimlerinde de milletvekili oldu.
Seçim sonuçlarının yarattığı sendrom nedeniyle hem CHP hem de Kesici derin bir sessizlik yaşadı.
Ve bu sessizlik seçim sonrası da devam etti. Aslında 2007 bütçesi üzerindeki etkili konuşması dışında pek ortalıkta da görünmedi.
Siyaseten hiçbir görevi olmadığı zamanlarda bile fikirlerine başvurulan bir isimdi ama CHP'ye geçtikten sonra hem az konuştu, hem de konuşmalarına özen gösterdi.
Kim bilir belki de kaderinin geçen dönem CHP'ye büyük umutlarla gelen sonra da hayal kırıklığı yaşayan Kemal Derviş'lere Yaşar Nuri Öztürk'lere benzeyebileceğinden korkuyordu.
Geçen hafta yapılan 32'nci olağan kurultay nedeniyle adı bir kez daha kulislerde sık sık konuşuldu.
CHP'de nasıl bir pozisyon alacağı merak ediliyordu.
Kurultayın iki gününde de salondan hiç ayrılmadı. Parti Meclisi'ne gireceğine kesin gözüyle bakılıyordu. Ama listeler açıklanınca o yine herkesi şaşırttı.
Parti Meclisi listesinde adı yoktu. Baykal'ın ısrarlı talebine rağmen o kabul etmemişti.
Peki, neden?
Kendisi bu "neden" e açıklayıcı bir cevap vermiyor ama kulislerde Baykal'a "Parti Meclisi'ne çok talep var. Benim girmemle çok eleştiri de gelebilir. Sizi zor durumda bırakmak istemem" dediği konuşuldu.
Gerçekten ilginç bir tavır...
Böyle bir açıklama ilk bakışta makul karşılansa da kimseyi ikna etmeye yetmedi.
Hem siyaset kulislerinde hem de medyada Kesici'nin tavrı soru işaretleri yarattı. Bugün gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren'in dile getirdiği, "Neler hissediyor acaba?" sorusu da "İlhan Kesici CHP'lileşti, diye bir iddiaya inanmam ben mesela..." tespiti de bu soru işaretinin bir parçasıydı.
Şu anda neler hissettiğini bilmiyorum ama bir yıl önce CHP'ye geçişine kısmen tanık olan biri olarak o süreçte nasıl bir sorgulama yaşadığını az çok biliyorum.
Bildiğim bir başka şey de ana eksende CHP ile siyasi ve ideolojik bir çelişkisinin olmadığı.
"CHP'lilik konusunda kararsız"
Parti içinde ise "sorun" yaşandığına dair bir işaret yok. Ama yine de Parti Meclisi'ne girmemesi siyaset çevrelerinde açıkça "Ben henüz CHP'li değilim" biçiminde yorumlanıyor.
Bir CHP'li şöyle diyor:
"Parti Meclisi'ne girmek CHP'liğini kesinleştirmek, partili olmak demektir. Bir milletvekili Parti Meclisi'ne veya MYK'ya girmeyi neden kabul etmesin ki? Anlaşılan Kesici CHP'li olma konusunda hala kararsız."
Bu yorumlar ister istemez şu soruyu gündeme getiriyor:
"Acaba İlhan Kesici başka bir göreve mi hazırlanıyor?"
İlk akla gelen herkesin de bildiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı...
Bu hiç de yabana atılacak bir olasılık değil, olabilir. Daha önce de aday olduğu için şans verilen isimlerden biri. Bu nedenle Parti Meclisi üyeliğini istememesi doğal.
Çünkü Kesici, Parti Meclisi üyesi olsaydı aynı zamanda genel başkan yardımcılığı görevini de alacaktı. Bu da yasal açıdan belediye başkan adaylığını engelleyecek bir durumdu.
İkincisine gelince...
Kulislerde, yine 22 Temmuz seçimleri öncesi gibi birçok siyasi kurgu yapılıyor.
AK Parti'nin kapatılma davası, CHP'nin hala iktidara gelecek bir dalga yaratamaması kurgucuların iştahını kabartıyor.
Kimi yeni bir oluşumdan söz ediyor, kimi de bir "geçiş" döneminden...
İşte bu noktada Kesici'nin tavrını "CHP'de beklemedeyim" biçiminde yorumlayanların sayısı bir hayli fazla.
Herkes Kesici'yi bir yerlere yakıştırıyor ama aslolan Kesici'nin kendini nereye yakıştırdığı...
Onu da yakında göreceğiz sanıyorum.