Türkiye'nin son 60 yılında siyaseten topluma nefes aldıran tarihi dönüm noktaları var.
1950'de Adnan Menderes, 1965'te Süleyman Demirel, 1973'te Bülent Ecevit ve 1983'te Turgut Özal bu tarihi dönüm noktalarının siyasi aktörleri...
Önce topluma nefes aldırdılar ama sonra ya canlarından ya da iktidarlarından oldular.
Bunun son örneği 2002 AK Parti iktidarıydı. Sadece tek başına iktidar olmasıyla değil, uçlara savrulan toplumsal kesimleri merkezde buluşturması açısından da anlamlı bir deneyimdi.
Ama o da kapatılma gerçeğiyle karşı karşıya kaldı.
Sürecin nasıl biteceğini zaman gösterecek ama bu sonuç bile siyasi inatlaşmalardan henüz kendimizi kurtaramadığımızı gösteriyor.
Bu nedenle Türkiye'nin siyasi arenasında yer alan bütün partiler, deyim yerindeyse dökülüyor. İktidar prestij kaybederken ne acı ki muhalefet yükselmiyor. CHP'nin durumu ortada... İçinden çıkacak adaya bile yüzde 20 baraj koyuyor. Klasik merkez sağın iki partisi DP ve Anavatan'ın ise sesi duyulmuyor. Diğerlerinin durumu da farklı değil.
Toplum iktidardan umudunu kesse, gideceği bir muhalefet partisi yok.
Peki, umut yaratacak yeni bir siyasi çıkış olabilir mi?
Birkaç ay önce bu soruya belki kimse "evet" diyemezdi. Ama şimdi toplumun belli kesimleri gibi, siyaset kulislerinde de arayış var. Hatta adı sanı belli bir hareketten bile bahsediliyor. Henüz dar bir kadro arasında konuşulan bu hareketin çıkış felsefesi de şu:
"Özeleştiri erdem, farklılıklar zenginliğimizdir."
Adı ise "Gökkuşağı."
Harekete adını veren genç siyasetçi Fethullah Gündüz'e "Gökkuşağı"nın hedeflerini sordum. Gündüz önce bir durum tespiti yapıyor:
"Türkiye bugünkü durumuna karşılıklı yapılan zincirleme hatalarla geldi. O yüzden bir tarafın diğerine üstünlük sağlaması sorunu çözmüyor. Sorunu çözecek olan şey; hatalarla yüzleşip, hatalarından arınanların hiçbir kompleks duymadan buluşmasıdır. Bu süreçte geçmişleriyle cesaretle yüzleşebilen, bir diğerinin kendisine benzemesini değil, farklı olmasını velinimet sayan insanlar bir araya gelerek yeni bir hareket başlatabilir."
Gündüz, "Neden bu isim?" sorumuzu ise şöyle yanıtlıyor:
"Barış ve kardeşlik demek bu. Gökkuşağı, yağmur sonrasında güneşle birlikte, farklı renklerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Huzuru, kardeşliği ve bereketi temsil eder. Burada Türkiye'nin bütün kurucu unsurları kendi renkleriyle var olacak."
Adı gibi farklı renklerin, farklı seslerin uyumundan yeni bir siyaset dili yakalamak, Türkiye gibi bir ülkede belki zor ama imkansız değil.
Gökkuşağı hareketi içinde deneyimli siyasetçilerin de, çok sayıda yeni genç siyasetçinin de adı geçiyor. Ama daha işin başındalar.
Fikir düzeyindeki bu arayışın nasıl bir etki yaratacağını izlemeye devam edeceğiz.