Türkiye'nin bir meslek lisesi meselesi olduğunu artık bilmeyen yok.
Önemi de iyi formüle edildi: "Meslek lisesi memleket meselesi..."
Ama bu bile meselenin önemini ilgili ve yetkili mercilere anlatmaya yetmedi ki hala çözüm üretilmedi.
Çözümsüzlük sadece o okullarda okuyan öğrencileri değil, bu ülkede istihdam yaratmak isteyen girişimcileri zor durumda bırakıyor.
Nasıl mı?
Bir süre önce İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş'la karşılaştım. Bir heyetle birlikte YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'la görüşmeden dönüyordu. Daha merhaba der demez konuya girdi.
"Bugün Türkiye'deki mesleki eğitim donmuş durumda. İşletmelerin nitelikli eleman ihtiyacı var, aradığı gibi eleman yok. Onlarca genç insan işsiz ama bir işe yaramıyor. Bu paradoksun ortadan kaldırılması gerekiyor."
YÖK Başkanı'yla bunun için görüşmeye gittiğini söyleyen Yalçıntaş, içinde bulunduğumuz durumu şöyle anlatıyor:
"Türkiye'deki işsizliğin en büyük parametresi nitelikli eleman eksikliği. Bu da eğitim sistemin den kaynaklanıyor. Bugün Türkiye'deki meslek eğitim sistemi arzu ettiğimiz seviyede değil. Umarım çözüm için hep beraber gerekli adım atılır. Çünkü Türkiye'deki meslek eğitim, politik hırslara ve kavgalara kurban edilmemeli. Bir nesli heba ediyoruz."
İstanbul gibi önemli bir kentin, önemli bir sivil toplum kuruluşu başkanı adeta "Bir nesli heba ediyoruz" diye feryat ediyor.
Peki, ne yapmak gerekiyor?
Yalçıntaş görüşmeden umutla ayrıldığını anlatıyor:
"YÖK Başkanı'nın yaklaşımlarını çok beğendim. Ben ilk defa mesleki eğitim konusunda ülkem adına umutlandım."
Meslek liseleri meselesi gerçekten de siyasetin ve eğitim sisteminin önündeki en önemli sorunlardan biri. Bakalım bu dönemde bir "memleket meselesi" olan meslek liseleri sorunu siyasi gerginliklere kurban edilmeden çözülebilecek mi?