Kahire
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Mısır gezisinin ilk gününe siyaset, ikinci gününe ticaret damgasını vurdu. Cumhurbaşkanı Gül'ün önceki akşam son bölümüne katıldığı iki ülkenin iş insanları toplantısı herkesi şaşırttı.
Nedeni Türkiye'ye inanılmaz bir ilginin olması. Türkiye'den gelen yaklaşık 200 kişilik işadamı grubu, gün boyu sayıları bin 500'e ulaşan Mısırlı meslektaşlarıyla görüştü.
Kahire Havaalanı inşaatını yapan TAV'ın sahiplerinden işadamı Hamdi Akın'a bu konuda ne düşündüğünü sordum.
"Ben burada ev sahibi durumundayım. Görüşmelere katılmadım ama ilgi muhteşemdi. Şu salondaki masalar bir dakika boş kalmadı. Bu Türkiye'de dipten gelen dalgayı gösteriyor. İhracatı bu dalga yaratıyor. Yeni bir güç doğuyor. 5-10 yıl önce böyle bir salonda en fazla beş masa, bir o kadar da işadamını ancak görürdük. Şimdi geldiğimiz noktada farklı bir Türkiye var. Yoğun ilginin nedeni bu."
Adını vermek istemeyen bir başka işadamı ise şöyle diyor:
"İnanın şaşırdım. Bu kadar ilgi olacağını beklemiyordum. Bu nedenle firmamızla ilgili doküman bile getirmedim. Burada çok iyi olanaklar ve iş yapılabilir bir ortam var."
İşin uzmanları, iki ülkenin genç işadamları derneklerinin düzenlediği bu buluşmadan, en az yüzde 20 sonuç alınacağını bunun da ciddi bir gelişme olacağını söylüyor.
Tabii Türkiye ile Mısır arasındaki ticari ilişkiler birçok alanda sürüyor. Kahire'nin üzerindeki yoğunluğu azaltmak için, yeni kurulan 6 Ekim şehrindeki Endüstri Parkı projesi de bunlardan biri.
Temeli dün Cumhurbaşkanı Gül tarafından atıldı.
İki ülkenin iş çevrelerinin yarattığı bu ortak proje, yaklaşık 1.5 milyar dolara mal olacak ve 25 bin kişiyi istihdam edecek.
Tören sırasında Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın "Türkiye'deki işadamı, fabrikasını söküp buraya getirecek gibi anlaşılıyor, bu doğru değil" sözünü tekstil sektörünü bilen bir yöneticiye sordum.
"Maliye Bakanı'nın olmayacak dediği şey en fazla 3 ya da 4 yıl sonra olacaktır. Çünkü öyle bir noktaya geldik ki artık dayanılacak gibi değil. Biz hazır giyim alanında faaliyet gösteriyoruz. Bizim Mısır'la rekabet etme şansımız yok. Aslında Tunus, Suriye ve Ürdün de böyle. Bunlar kumaşı bizden alıyor ve ürettikleriyle biz baş edemiyoruz. Arada büyük ücret ve vergi farkı var."
Bir başka yönetici Harun Bayramoğlu ise şöyle diyor:
"Örneğin Tunus jean ürünlerinde, Suriye triko ve çarşaflık kumaşta bize nefes aldırmıyor. Sektörümüz çöküşte ama devlet erkanı inanmıyor. Bir an önce sektörün buralara kaçmaması için önlem alınmalı. 2 milyon insanın çalıştığı bir sektörden söz ediyoruz. Bu çökerse ne olur? Bir gün inanacaklar ama o zaman da iş işten geçmiş olacak."
Mısır gezisi Türkiye'nin önündeki olanakları da tehlikeleri de gösteren bir ayna gibiydi. Eğer o aynaya iyi bakamazsak gelecekte ciddi riskler yaşanacağı kesin...