AK Parti İstanbul'daki sessiz değişimin perde arkası yavaş yavaş aralanıyor. Yürütme Kurulu'ndaki ani değişim aslında bir tek "derin hesaba" dayanmıyor. İşin içinde bir de siyaset kulislerini dalgalandıran "skandal" var.
Hem de ne skandal...
AK Parti İstanbul kulisleri günlerdir bu skandalla çalkalanıyor.
Her şey yönetimde görev alan, genç kadın yöneticinin odasına gönderilen "özel mektup" la başladı.
Denilenlere göre, yurtdışında eğitim almış başarılı genç kadın, bir gün odasına girdiğinde kapının altından atılmış bir mektupla karşılaşır. Okumaya başladığında ise şaşkına döner. Kendisi hakkında inanılmaz ağır hakaretlerin yer aldığı bu mektup, genç kadını çıldırtır.
Mektubu odasına kim atmıştır?
Genç kadın bir dedektif gibi iz sürer. Sonunda çareyi il binasını izleyen kamera görüntülerine bakmakta bulur.
Ve görüntüleri izlediğinde gözlerine inanamaz. Odasına mektubu bırakan kişi, en yakın çalışma arkadaşıdır.
Daha vahimi, örgütün en etkili isimlerinden biridir. Hiç vakit kaybetmez ve bu skandalı Yürütme Kurulu'nun gündemine taşır.
Kimseye de bir şey söylemez. Her şey Türkiye'nin en büyük partisinin en büyük ilinin yönetim kurulu üyeleri önünde açığa çıkacaktır.
Önce yaşadığı dehşeti anlatır.
Sıra yaptığı araştırmanın sonucunu açıklamaya gelince salondan bir ses yükselir:
"Tamam, anlatmayın o benim."
İddiaya göre, herkesi şoke eden sesin sahibi genç Teşkilat Başkanı Bülent Turan'dan başkası değildir.
Bir an salona derin bir sessizlik çöker.
O derin sessizliği başka bir ses bozar:
"Niye hemen atladın? Arkasından ne geleceğini bekle..."
Bu yaklaşım salondaki havayı daha da gerginleştirir. Ve masanın çevresinde oturan siyasetin "ak" yüzleri "kara kara" düşünceler içinde birbirlerinin yüzüne bakar.
Ama olayı bir sonuca bağlayamazlar.
Belki de bu yüzden, kısa sürede partinin en tepe noktasına kadar ulaşılır.
Yukarıdan gelen cevap kısa ve nettir:
"Atın o adamı partiden!"
Talimat net de olsa "o adam" partiden atılmaz ve "kol kırılır yen içinde kalır" anlayışı benzeri bir ara formül bulunur.
Skandalı yaratan teşkilat başkanı apar topar askere gönderilir. İl yönetimi ise bunu fırsat bilerek, Yürütme Kurulu'nda ciddi bir değişim yapar.
Geriye merak edilen şu soru kalır: Bu skandal doğruysa, neden teşkilat başkanı partiden atılmadı da ara formül bulundu?