Son seçimler, Türkiye'deki klasik merkez sağın da solun da derin bir çöküşte olduğunu netleştirdi.
"Sol"un büyük partisi CHP, onca desteğe rağmen ancak yüzde 20 oy alabildi.
Merkez sağın iki partisi de baraj altında kaldı.
Bu düşüş hala da sürüyor.
Bugün seçim olsa adı geçen partiler bu oy oranlarını bile yakalayamayacak durumda.
Çünkü her iki kesim de inanılmaz bir iç kargaşa içinde...
Adı sol ama kendisinin sol olup olmadığı tartışılan CHP'ye bakın.
Kendi içinde inanılmaz bir çalkantı yaşıyor.
Bir yanda Mustafa Sarıgül muhalefeti, öte yanda parti içinde "12'ler hareketi"nin başkaldırısı var.
Hepsi bu mu?
Değil tabii...
Sarıgül'ün ortaya çıkması iç kanamayı geçici olarak durdursa da bitirecek gibi görünmüyor.
Çünkü, bugün mevcut yönetimle birlikte görünenlerin asıl hedefi parti yönetiminde "köklü değişim" beklentisi...
Her CHP'linin bu anlamda bir "gizli ajandası" var.
Uzun yıllardır vaat edilen ama gerçekleşmeyen bu "değişim" beklentisi nedeniyle Baykal'a "şimdilik" destek veriliyor.
Merkez sağ çok mu farklı?
Merkezin diğer iki partisi, DP ve Anavatan cephesinin durumu ise çok daha kötü.
Çünkü, dönemin yükselen partisi AK Parti bizzat onların "tapusu" üzerinde yükseliyor.
O tapu büyük oranda elden çıkmış durumda.
Yeniden tapuyu alabilme hesapları yapılsa bile fazla şans verilmiyor.
Neden?
Çünkü ortada fikir yok!
Daha önemlisi güven veren isim yok.
Şimdi bunları yeniden kazanmak için yoğun çaba harcanıyor...
Hem de dört bir koldan sürüyor bu çaba...
Bu çabayı gösterenlerden bir grup son iki gündür İstanbul Kumburgaz'da bir otelde adeta kamp kurmuş durumda.
"Kumburgaz Zirvesi" nde kimler yok ki...
Çiller'in "Delikanlı Yenikanlı" sı eski Tekirdağ milletvekili Hasan Peker, eski bakan Nurhan Tekinel bu hareketin başını çekiyor.
Tansu Çiller'in kurmay heyetinde bulunan 100'e yakın eski milletvekili ve DYP yöneticisi de destek veriyor.
Amaç da eski hatalardan ders çıkartıp, halkın belirleyeceği bir lidere kavuşmak.
İşte tam bu noktada güven sorunu kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Çünkü...
"Delikanlı Yenikanlı Hasan" ın bol harcamalı seçim kampanyası hala dillerde...
Dahası 28 Şubat sürecinde "delikanlı" siyasetçilerin içki masasında bir gecede nasıl yok oldukları da görüldü.
Eski Bakan Nurhan Tekinel de öyle...
Son seçimlerde bile DP'den aday olmayınca GP kapılarına dayandığı, aradığını bulamayınca da ortada kaldığı siyaset kulislerinde hep konuşuldu.
Şimdi, bu isimler ve çevresindekiler yeniden politika sahnesine çıkarak "umut" olmaya çalışıyorlar.
Hem de kendi akıllarınca ilginç bir çıkışa öncülük ederek...
Siyasetle şov ilişkisini iyi kuran Peker ve arkadaşları, bu kez "DYP'ye kim lider olacak?" kampanyası başlatmak istiyor.
Yani yeni liderlerini halka danışarak seçecekler...
Toplantıya katılan bir DYP'li şöyle diyor:
"Merkez sağ son on yılda halktan tamamen koptu. Özellikle liderlerin halkla ilişkileri hiç yok. Çöküşün asıl nedeni de bu. Kongrelerde liderleri delegeler seçiyor. Buna artık son vermek gerekiyor. Bunun için de DP'ye kimin lider olacağını halka soracağız. Başlayacak kampanya kongreye kadar sürecek."
Ne diyelim, biraz geç de olsa amaç güzel...
Ama, "Atı alan Üsküdar'ı geçti."