Türkiye'deki eğitim sisteminin tepeden tırnağa yanlışlıklar içinde olduğu bir gerçek.
ÖSS sistemi yürümüyor.
Üniversiteler dökülüyor.
"Memleket meselesi meslek liseleri" nin durumu içler acısı.
Ortaöğretim gençliği ise "yarış atı" muamelesi görüyor.
Son yıllarda eğitime en büyük bütçe ayrılmasına ve önemli atılımlar yapılmasına rağmen ne yazık ki bu genel algı değişmiyor.
Elbette yılların yanlışlığını kısa zamanda telefi etmek pek kolay değil. Ama bazen öyle yanlışlıklar yapılıyor ki, insanın aklı almıyor.
Mardinli Süleyman Bayar'ın başına gelen de böyle akıl almaz bir durum.
Bayar şöyle anlatıyor:
"Ben 1998'de Dicle Üniversitesi Klasik Arkeoloji bölümünü kazandım. 4 yıl boyunca da klasik arkeoloji okudum. 2002'de mezun olduğumda diplomamda sadece 'arkeoloji' yazıyordu."
İlk bakışta "Ne var bunda" denebilir.
Ama "Burası Türkiye" olunca neler olmaz ki...
Bayar'ın dediğine göre aslında üniversitelerde Klasik Arkeoloji, Ön Asya Arkeolojisi ve Prehistorya Arkeolojisi diye farklı bölümler var. Ama devreye "YÖK kafası" girip "tek tip insan" yetiştirme gibi hepsini "arkeoloji" adı altında toplayınca işler karışmış.
Nasıl karıştığını ve nasıl telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açtığını çarpıcı bir örnekle anlatalım.
Geçenlerde Kültür Bakanlığı KPSS ile arkeolog aldı. Fakat şartlar arasında "arkeoloji" diye tek bir tanım yoktu.
Peki ne vardı?
Seçenekler arasında üniversitelerde okutulan bilinen klasik arkeoloji, ön Asya arkeolojisi ve prehistorya arkeolojisi bölümleri vardı...
Şimdi asıl can alıcı soruyu soralım.
Kültür Bakanlığı sınavına giren ve diplomasında sadece "arkeoloji" yazan yüzlerce insanın durumu ne oldu?
Cevabını "arkeoloji" mezunu Süleyman Bayar veriyor:
"Ben klasik arkeoloji okumama rağmen, ÖSYM, Kültür Bakanlığı ve YÖK'ü defalarca aramama rağmen, hiçbir kurum bu soruna çare bulamadı. Ben ve bir sürü arkadaşım (2002'den sonra mezun olan tüm arkeologlar) mağduruz. Lütfen bize yardım edin."
Düşünsenize dört bir yanı tarih kokan bir coğrafyada zar zor da olsa "Klasik Arkeoloji" okuyorsunuz, sonra da neden yapıldığı bilinmeyen bir hatanın kurbanı olarak işsiz kalıyorsunuz.
Bu sonucu hangi "çağdaş" eğitim sistemi üretebilir?
Umarım Sayın Milli Eğitim Bakanı Çelik yeni döneminde bu soruna bir çözüm getirir.
