Günlerdir basında Diyarbakır'da yapılan bir araştırmanın sonuçları tartışılıyor. Sarmaşık Derneği ve Yerel Gündem 21'in Diyarbakır'ın yoksulluk haritasını çıkarmak için 2 bin 421 haneli iki mahallede yaptıkları araştırma insanı dehşete düşürüyor.
Rakamlar çarpıcı...
Diyarbakır'da işsizlik oranı yüzde 60.
Ortalama 6.4 kişinin yaşadığı evlere giren aylık para miktarı 273 YTL.
Sadece bir mahalledeki yeşil kartlıların oranı yüzde 63.
Hiçbir güvenceye sahip olmayanların oranı ise yüzde 16.
Manzara gerçekten ürkütücü.
Oysa Türkiye İstatistik Kurumu'nun Kasım 2006 değerlerine göre 4 kişilik bir hanenin açlık sınırı 567 YTL. Aynı kurumun verilerine göre sadece bir kişinin insanca yaşayabilmesi için harcaması gereken para 1.100 YTL.
Aradaki gerçekten büyük bir uçurum var. Aslında dünyanın gidişi de bu açıdan kaygı yaratıyor. Türkiye'nin doğusu ile Dünyanın doğusunun kaderi pek farklı değil.
O "dünyanın doğusu" denilen coğrafyanın içinde Türkiye de var.
Özelleştirme İdaresi Eski Başkan Vekili, İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Süleyman Yaşar, www.hurhaber.com haber sitesinde her hafta gerçekten okunması gereken, önemli yazılara imza atıyor.
Yaşar, son yazısında "zengin ve yoksul" dünyayı ele alıyor ve aradaki uçurumu rakamlarla ortaya koyuyor.
İşte o yazıdan çarpıcı bir bölüm. "ABD, AB ve Japonya'nın oluşturduğu ve toplam nüfusu 925 milyona ulaşan gelişmiş ülkeler, toplam dünya üretiminin yüzde 70'ini alacak. Dünya nüfusunun en büyük kısmını oluşturan 5 milyar 639 milyon kişi, dünya üretiminin yüzde 30'unu aralarında bölüşecek. ABD, AB ve Japonya'da fert başına ortalama gelir 38 bin 486 dolar, bunların dışında kalan dünya vatandaşlarının fert başına geliri ortalama 2 bin 730 dolar olacak."
Dünyada aşırı yoksul "1 milyar insan" olduğunu söyleyen Dr. Süleyman Yaşar şöyle devam ediyor: "Diğer taraftan Birleşmiş Milletler ölçülerine göre günde bir dolarla geçinmek aşırı yoksulluk sayılıyor. Dünyada 1 milyar insan, günde bir dolarla geçiniyor ve 824 milyon insan kronik açlık çekiyor. Demek ki zenginler, aşırı yoksul bir milyar insandan 38 bin 486 kat fazla gelir elde ediyorlar. Bu adaletsiz gelir dağılımını düzeltecek ekonomik ve ticari projelerin hayata geçirilmesi yerine yıllardır popüler yardım gösterileri yapılıyor."
Ülkeler arasında varolan bu uçurum ve ürkütücü tablo, bizim ülkemizde iller ve ilçeler arasında yaşanıyor.
Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere dünya, bu ürkütücü tabloyu değiştirmek için en azından tartışıyor ve çözüm için çaba harcıyor.
Peki bizde durum ne? Bu kadar vahim ve ürkütücü sorunları çözmesi gereken siyaset kurumu inanılmaz bir vurdumduymazlık içinde. Sanki böylesine uçurumların yaşandığı bir ülkede değil, uzayda yaşıyorlar.
Sadece iktidar değil, muhalefet partileri de aynı umursamazlık içinde.
Siyasetin ilgisizliğine, halkın sessizliği kimseyi aldatmamalı. Eğer seçimlerde halk yeni bir tarih yazarsa hiç de şaşırmamak gerekiyor.