İstanbul'a Ankara'nın ilgi göstermesi, doğrusu hiç hayra alamet değil. Ne zaman Ankara, İstanbul'la ilgilense mutlaka ya kırıp döküyor, ya da inanılmaz bir yoğunlaşmaya yol açıyor.
Yani düzeltmek için el attığını söylese de, aslında sorunları daha karmaşık hale getirmekten başka bir şey yapmıyor.
Bu söylediklerimizin yüzlerce örneği var. En önemlisi de İstanbul'un hâlâ bir Nazım İmar Planı'na sahip olmaması.
Dün de bugün de kentin siluetini bozan, göç almasına neden olan ve bulunduğu çevrede yarattığı yoğunluk nedeniyle trafiği kilitleyen onlarca projenin altında Ankara'nın imzası var.
Çünkü Ankara merkezli Bayındırlık Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı, TOKİ, hatta Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın bile İstanbul'a yönelik plan yapma yetkisi var.
Ama anlaşılan Ankara'ya bu kadar yetki az geliyor, daha fazlasını istiyor.
Şimdi, sadece planla yetinmiyor, bizzat yönetmeye kalkıyor.
Bunun en son örneği de İstanbullunun " kabusu" haline gelen trafik sorunu. İstanbul'dan feryatlar yükselince konu Bakanlar Kurulu gündemine geldi.
Ardından da Aralık ayı başında dört bakan İstanbul'a gelerek ilk toplantıyı yaptı.
O toplantıların sonucu bir yana, işin belki de en can alıcı yanı bu çıkışın İstanbul yönetimine güvensizlik yaratması.
Bu şehirde bu sorunları çözmek için halkın oylarıyla seçilmiş bir yönetim varken, dört bakanın Ankara'dan gelerek İstanbul trafiğine "el koyma" sının anlamı ne? Eğer, bakanların İstanbul çıkartması toplumda oluşan öfkeyi azaltmak için atılmış bir adım değilse, o zaman durum gerçekten çok vahim...
Ya bu yönetim bu işi beceremiyor ya da bu gelişin arka planında başka şeyler var.
İşte İstanbul kulisleri günlerdir bu konu ile çalkalanıyor.
Acaba bu "sevda" nın arkasında ne var?
Yorum çok. Kimi trafik polisinin ve trafik denetleme görevinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne devrinden söz ediyor, kimi de "çözüyoruz" havası verilmesinden dem vuruyor.
Ancak her şey bir yana, şu bir gerçekki Ankara'nın bu çıkışı, İstanbul'da ciddi gerginlik yarattı.
Hatta bu gerginliğe Ankara'da görevlendirilen bir mülkiye müfettişinin, "Trafik sorunu" için toplantı istemesine, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden bir yetkilinin "Bize yazılı başvurun." demesi gösteriliyor.
Gördüğünüz gibi Ankara'nın müdahalesine İstanbul pek hoş bakmıyor.
Rahatsız olduğunu da farklı biçimlerde hissettiriyor.
Anlaşılan Ankara'da bunu fark etti ki, hemen devreye İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu girdi ve gerginliğin giderilmesini sağladı.
Peki Ankara'nın müdahalesinden bir sonuç çıkar mı? Görünen o ki, sorunu ancak yaşayanlar çözebilir.
Ankara gölge etmesin yeter!