Bu köşede sık sık yurt dışında YÖK veya Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla mastır veya doktora yapan öğrencilerin "mağduriyeti" ni yazdım. Onların yüksek faiz sarmalı nedeniyle artan, artıkça ödenmesi güçleşen burs borçları yüzünden Türkiye'ye dönemediklerini anlattım.
Bu yazılarıma her defasında yüzlerce teşekkür maili aldım. Sadece onlardan değil, onların sıkıntısını yaşayan anne babalarından hatta kefillerinden de böyle tepkiler geldi.
Ama beni gerçekten şaşırtan ve mutlu eden asıl tepkiyi geçtiğimiz hafta kısa bir süre kaldığım New York'ta yaşadım.
New York'a geldiğimi öğrenen burslu öğrencilerin, benimle buluşmak istemeleri gerçekten sürpriz oldu.
Sürprizi hazırlayanlardan biri Türk Burslular Birliği Başkanı Dr. Devrim Eren, öteki de Dr.Ahmet Pamuk'tu. New York'taki Türk restoranı Ali Baba'da onlarla bir araya geldik.
O yemekte bulunanları kısaca tanıtmak istiyorum:
Dr. Devrim Eren; Pensilvanya Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Bölümü'nde araştırmacı bilim adamı olarak, bulaşıcı hastalıklar üzerine çalışıyor.
Dr. Ahmet Pamuk; Columbia Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nde araştırmacı bilim adamı olarak görev yapıyor. Alanı da Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. Zemin Dinamiği-Deprem Mühendisliği.
Hüsnü Kipcak; Princeton Üniversitesi'nden Mastır Derecesi var. Lehman Brothers finans şirketinde şirketlere yatırım ve finans bulma konularında danışmanlık yapıyor.
Dr. Harun Bilirgen; Lehigh Üniversitesi, Makine Mühendisliği'nde araştırmacı-bilim adamı. Enerji ve çevre kirliliği üzerinde çalışıyor.
Yrd. Doç. Dr. Hatice Uzun ; Long Island Üniversitesi'nde Öğretim görevlisi.
Dr. Bilgin Altundaş; Matematik mühendisi. Pittsburgh Üniversitesi'nden mezun . Şu anda bir petrol şirketinde, petrol araştırma, küresel ısınma ve ısınmaya karşı yeni yöntemlerin araştırılması görevini yapıyor.
Yaklaşık 2 bin burslu öğrenciden sadece birkaç örnek bu. Her biri ayrı değerde gençler. Kimi üniversitelerde kimi de dünya çapındaki firmalarda çalışıyor.
Peki ortak dertleri ne?
Burs mağduru olmak. Bu da öyle sıradan bir dert değil. Zamanında 40 bin dolar burs alan bir öğrencinin şimdi devlete borcu en az 200 milyar civarında. Ve ödemekte zorlanıyorlar.
Burslulardan anlamlı jest
Onlarla konuşunca inanın gözlerim doldu. Her birinin öyküsünde derin sıkıntılar da var, umut da var. Büyük çoğunluğu da Anadolu'nun yoksul ailelerinden çıkıp Amerika'ya gelmiş.
Hepsi pırıl pırıl, hepsi başarılı...
Yürekleri Türkiye için atan bu gençlerle bir araya gelmek benim için inanılmaz keyifli oldu.
Onlarla ilgili yazdığım yazıların çok daha fazlasını hak ettiklerine inandım.
O yemekte gençler bana, "beş kıtaya yayılmış Türk bursluları" adına bir de "Teşekkür Belgesi" verdi.
Dünyanın önemli üniversitelerinde mastır veya doktora yapan bu gençlerin jesti gerçekten çok anlamlıydı. Teşekkürler gençler...
Bu arada New York'taki Türk yürüyüşü izlerken Efe kıyafetli bir genç ilgimi çekti. Herhalde Ege'nin bir ilinden ya da folklor gruplarından biriyle geldi diye düşündüm. Ancak, o akşam burslu gençlerle buluşmak için Ali Baba restorana gidince karşıma ilk bu Efe kıyafetli genç çıktı. Şaşırmadım desem yalan olur. Meğer yürüyüşün Efe'si bizim "burs mağduru "
Dr. Ahmet Pamuk'muş.
Burs borcu yüzünden Türkiye'ye dönemeyen Pamuk, özlemini ancak böyle gideriyor.
Konuya yıllardır bir çözüm üretemeyen milletvekillerine duyurulur!
Son bir not:
Burs mağduru gençler, 6 Haziran'da yapılacak TBMM Genel Kurulu'nu büyük bir heyecanla bekliyorlar...
Bakalım, "burs mağdurları" na söz veren başta AK Parti Meclis Grup Başkanları Salih Kapusuz, Eyüp Fatsa olmak üzere CHP Meclis Grup Başkanı Prof. Dr. Haluk Koç, Anavatan Partisi Meclis Grup Başkanı Süleyman Sarıbaş verdikleri sözün gereğini yerine getirecekler mi?