AK Parti ilçe kongrelerinde 'siyasi rüşvet' olarak Umre ziyaretinin vaat edilmesi birçok insanın tepkisini alırken, birçoğunu da şaşırttı.
Aslında ortada şaşılacak bir şey yok. Yerel 'siyaset baronları' etkinliklerini sürdürmek için daha önce de yazdığımız gibi 'her yol mubah' anlayışı içinde. Doğrusu bunu yaparken de inanılmaz pervasız davranıyorlar.
En son İstanbul Güngören AK Parti İlçe Başkanı seçilen Ahmet Aydın'ın seçim zaferini öğrendikten sonra çevresindekilere söylediği 'Pasaportları hazırlayın gidiyoruz' sözleri herkesin dilinde.
Görüldüğü gibi her şey herkesin gözü önünde gerçekleşiyor. Kimi ihale alıyor, kimi kredi kartı borcunu sildiriyor, kimi de Umre'ye götürülüyor.
Tabii yukarıda saydığımız ilk iki şıkkı, bir dönemin ünlü müteahhidi Selim Edes'in tarihe geçen 'Rüşvetin belgesi mi olur...' sözü gibi, kanıtlamak biraz zor. Ama iş üçüncü şıkka, Umre ziyaretine gelince işin rengi değişiyor. Çünkü bunu gizlemek pek kolay değil. Ya verdikleri söz yalan çıkacak, ya da Umre ziyareti gerçekleşecek.
İşte bu konuda ilk adım Zeytinburnu'nda atılıyor.
Zeytinburnu AK Parti ilçe teşkilat mensuplarına verilen 'Umre sözü' 3 Nisan'da yerine getiriliyor. Aralarında AK Parti Zeytinburnu İlçesi Teşkilat Başkanı Mürsel Çırak ve 13 Mahalle Temsilcisi'nin bulunduğu yaklaşık 20 kişi Umre'ye gidiyor.
Aslında, ziyareti organize eden İkram Turizm'e başvuran sadece Zeytinburnu AK Parti teşkilatı değil. Bu geziye aynı zamanda Eyüp ve Güngören AK Parti ilçe teşkilatları da katılıyor.
Peki kim götürüyor? Bu masraflar nereden karşılanıyor? Kuşkusuz birileri bu soruların cevabını biliyor ve biz de o cevapları çok merak ediyoruz.
Ama asıl merak ettiğimiz Umre'ye gidecek olanların tavrı.
Acaba 'siyasi rüşvet' karşılığı Umre ziyareti yapmak içlerine siniyor mu? Ya da bu yöntemle Umre'ye gitmek sevap mı yoksa günah mı? Aslında bu konuyu böyle 'uluorta tartışmak' yerine 'ulema' sınıfına sormakta yarar var. Böylece hem yeni bir tartışma konusu çıkar, hem de bu ziyarete gidenleri 'vicdan' azabından kurtarırız.