Türkiye'de merkez sol, 1980 öncesinin sosyalist soluna benzedi.
Giderek güçleneceğine aksine parçalandı.
En babası CHP yüzde 19 civarında dolaşıyor. 'Bir adım ileri iki adım geri' durumlarında.
DSP'nin yüzde 22'lerden yüzde 1.22'ye düşmesinin nasıl bir 'siyasi travma' olduğunu siyaset bilimciler bile çözemedi.
SHP'nin durumu ise çok daha vahim. Neden hâlâ varlığını sürdürdüğünü büyük olasılıkla kendileri de bilmiyor. Bu tablo nedeniyle politika kulislerinde 'Ne olacak bu memleketin hali?' geyiğinin yerini son dönemlerde 'Ne olacak bu solun hali?' sorusu aldı.
Sorunun nedeni de gerçekten solun birden çok 'hali'nin olması. Bu hallerden birine de aydınlarla birlikte DİSK öncülük ediyor. DİSK'in düzenlediği toplantıların üçüncüsü dün İzmir'de yapıldı. Bu toplantı içerik olarak değilse bile, tepki çekmesi nedeniyle diğerlerinden farklı oldu. İlk kez CHP, kendi alanında 'arayış' sürdüren DİSK'e sert tepki gösterdi.
Peki bu tepkinin nedeni neydi?
Yeni bir parçalanma kaygısı mı, yoksa yeni bir 'cazibe merkezi' korkusu mu?
Soruyu CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen'e sordum.
İşte cevabı:
"DİSK önce kendine baksın. Vaziyeti ortada.
CHP olmasa DİSK'in ayakta kalması mümkün değil. Ne kadar üye kaybettiğini nasıl yönetildiğini herkes biliyor. Önce kendi işini, sendikacılığı iyi yapacak. Sonra siyasi partileri yönetmeye kalksınlar. Bunun kaygıyla da bir ilgisi yok."