ŞANLIURFA'NIN Dikili köyü yıllar önce GAP Projesi nedeniyle sular altında kaldı. Köye ait 3200 dönüm devlet tarafından kamulaştırıldı ve o günün rakamıyla 248 milyon TL kamulaştırma bedeli olarak Bozova Ziraat Bankası şubesine yatırıldı.
Tarih 1986... O tarihte hak sahibi bine yakın köylü paralarını almaya gittiklerinde ne yazık ki alamadılar. Çünkü 9 ailenin mirasçıları belirlenememişti. Aradan 19 yıl geçti. Açılan dava hala sonuçlanmadı.
Hafta içinde o köylülerden biri, Bedir Yıldırım aradı. Sözü uzatmadan hemen konuya girdi ve adeta isyan edercesine 19 yıldır sonuçlanmayan arazi davasını anlatmaya başladı:
"İnsanın aklı almıyor. 19 yılda bir dava sonuçlanmaz mı? Ama bir hakim geliyor tam dosyaya hakim olmaya başlayınca tayini çıkıp gidiyor. Olan bize oluyor. Paramız aynı yerinde sayıyor. Çünkü blokeli olduğu için değerlendirilmiyor. Böyle şey olur mu?"
Ne devlet müdahale ediyor, ne de köylüler davayı sonuçlandırmayı başarıyor. Yıldırım, bu çıkmaz sokağın nelere mal olduğunu şöyle anlatıyor: "Burada bini aşkın insanın hakkı vardır. O para enflasyon karşısında çok değer kaybetmiştir. Biz AİHM'ye başvurmak, ülkemizi oralara götürmek istemiyoruz. Böyle adalet olmaz.
İlk bakışta insan inanmak istemiyor. Ama adalet sisteminin yavaş işlediği de malum. Ancak ortadaki tek gariplik bu değil. O günkü kamulaştırma bedeli 248 milyon TL'nin hala aynı değeri koruduğu iddiası doğruysa, bu bir skandal. Devletin vatandaşın parasını 'bloke' ederek mağduriyet yaratmaya hakkı var mı?
Devlet Su İşleri Genel Müdür Prof. Dr. Veysel Eroğlu'nun bu konuda ne düşündüğünü merak ediyorum.