İstanbul'un ana arterlerini, cadde ve sokaklarını donatan bez flamalar, reklam panoları dikkatinizi çekti mi? Bütün şehir onlarla donatılmış durumda.
Peki ne anlatılıyor bu flama ve panolarda?
"Farkettiniz mi? Sokaklar hiç bu kadar temiz olmamıştı."
"Farkettiniz mi? Çevremiz hiç bu kadar yeşil olmamıştı."
"Farkettiniz mi? Gökyüzü hiç bu kadar mavi olmamıştı."
Gerçekten bir İstanbullu olarak sizin cevabınız ne? Doğrusu ben İstanbul'da herşey bir yana gökyüzünü bu kadar 'mavi' yapmak için ne yapıldığını bilmiyorum. Acaba gözyüzünü 'mavi'ye mi boyadılar da ben farketmedim. Ya da İstanbul Büyükşehir Belediyesi hangi yeni projeyi hayata geçirdi de bizim haberimiz yok. Sadece merak ediyorum.
Bunları farketmesem de son bir kaç gündür İstanbul yollarında çok ciddi bir başka sıkıntıyı farkediyorum.
Peki İstanbul yönetimi bunun farkında mı? Değilse aynı üslupla biz hatırlatalım.
"Farkettiniz mi? İstanbul'un ana arterleri hiç bu kadar kilitlenmemişti?"
"Farkettiniz mi, Kadıköy, Üsküdar, Fatih, Bakırköy, Küçükçekmece, Gaziosmanpaşa meydanları artık hareket edemez oldu."
Özellikle boğaz trafiği artık dayanılmaz bir hal aldı. Cuma günü Balmumcu'daki SABAH binasından saat 22.00 civarında çıktım. Önümüzdeki Barbaros Bulvarı adım adım hareket ediyordu. Boğaziçi Köprüsü nedeniyle E-5 neredeyse Haliç köprüsünden itibaren kilitlenmişti. Ters istikamette HaliçMerterBakırköy hattı da aynı biçimde kilit durumdaydı. Kadıköy yakasında da durum farklı değil.
Ve asıl soruna geliyorum. Yarın okullar açılıyor. Milyonlarca öğrenci ders başı yapacak. İstanbul'da yaklaşık 2 milyon araç trafiğe çıkıyor. Yarın buna binlerce okul servisi de eklenecek. Ortaya nasıl bir manzara çıkacak doğrusu düşünmek bile istemiyorum.
Okulların açıldığı tarih 12 Eylül. Yani, 1980 askeri darbesinin 25'inci yılı. Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp ironi yaparak o günü '12 Eylül sendromu yaşanacak' diye niteliyor.
İşin acı yanı bu 'sendrom' o gün değil, ulaşım sorunu çözülmediği sürece her gün yaşanacak.
Peki İstanbul'da farketmemiz gereken sadece ulaşım mı? Değil tabii. Farkedilmesi gereken çok şey var. İşte birkaçı: Farkettiniz mi? İstanbul'un ıslah edilmeyen 400 kilometre deresi olduğunu.
Farkettiniz mi? Depremde yüzde yüz yıkılacak binlerce binası olduğunu,
Farkettiniz mi? Hala arıtma sistemi olmayan bölgeleri olduğunu.
Hangisi daha elzem?
Hala bu farkı farketmediyseniz durum gerçekten vahim!