Türkiye nasıl bir süreçten geçiyor? Kıyısından köşesinden politikaya bulaşan herkes, bulunduğu her zeminde bu sorunun cevabını arıyor.
Ancak ' nasıl bir süreç' sorusuna cevap ararken, bu sürecin iki temel sorusu öne çıkıyor. O da şu: ABD Türkiye'ye ne yapmak istiyor? Ve PKK neden silahlı savaşa başladı? Kuşkusuz Türkiye'nin AB ile müzakereye başlaması, etnik, dinsel tartışmalar ve Kıbrıs sorunu gibi siyasi kırılma yaratan önemli konular da var.
Türkiye'de siyaset bu tartışmaların yarattığı kırılmalar üzerinde şekilleniyor. Ve karşımıza yeni birliktelikler çıkıyor.
Klasik siyasetin nasıl şekillendiği belli.
Muhafazakar demokrat, sosyal demokratlar, milliyetçiler ve liberal demokratlar.
AK Parti'den CHP'ye bilinen bu partilerin, o eğilimleri ne kadar temsil ettiği de ayrı bir tartışma konusu.
Ancak bu yapıların içinden ve dışından bir araya gelen ve yeni ' siyasi birlik'ler kuran oluşumlar herkesi şaşırtıyor. Bunun ilk adımı ' Kızıl Elma' koalisyonuydu.
Solcu ve ülkücüleri bir araya getiren bu girişimin en son örneği Lozan Antlaşması'nın 82. yılında yaşandı.
Geçmişle kıyaslandığında ortaya çıkan fotoğraf ilginçti. İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek, Eski MHP Milletvekili Mehmet Gül, Hür Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan, Vural Savaş, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Ertuğrul Kazancı.
Bu yeni birlikteliklerin içinde yer almadığı sanılan iki kesim var; İslamcılar ve Kürtler...
Aslında bu konuda da ilginç gelişmeler var. Bunun son örneği Yeniyol Grubu.
Adı yeni ama grubun içindeki isimler bir hayli ' eski.' Kimler yok ki aralarında. Klasik tanımla ' sağcı, solcu, komünist, faşist ve Kürtçü' ilginç isimler bir internet sitesinde buluşarak fikir üretiyorlar.
En bilinen isim ise 68 kuşağının ' ihtilalci'lerinden Sarp Kuray . Kuray, 90'lı yıllarda ' girişimci'liğiyle farklı işlere soyunsa da siyaset çevresinde ' ordudan atılan devrimci subay' olarak biliniyor. Yanı başında uzun yıllardır birlikte olduğu Avukat Doğan Yıldırım var.
O da ' ordudan atılma milliyetçi subay.' Bir önemli isim ise Murat Toros Gürkaya . DevSol davası sanıklarından. Tabloyu tamamlayan isim ise Kürt hareketlerinden gelen Dr. Ali Kemal Özcan.
Gruba yakın biri şöyle diyor: "Bu birlikteliğin amacı Türkiye'de Türklerle Kürtlerin ortak cephede hareket etmesini sağlamak. Bir tür 3. Kuvayı Milliye Hareketi başlatma çabası. Diğerleriyle kıyaslandığında daha ' ulusalcı' bir duruş söz konusu." Genel siyasetin çözüm üretemediği, hatta büyük siyasi hareketlerin marjinalleştiği bir süreçten geçiyoruz.
Bu gerçeğe rağmen merkez sağ veya solun hala toplumu kucaklayan bir proje sunmaması ilginç değil mi?