Art arda gelen iki kazayla LPG kullanan araçlar yeniden gündemde. Bugün, Türkiye'de yaklaşık 1.5 milyon, İstanbul'da 150 bin araç LPG'li. Taksilerin ise yüzde 80'i LPG kullanıyor.
Aslında dünyada da giderek yaygınlaşan LPG kullanımı bizde neden tehlike haline dönüşüyor? Bu sorunun yanıtı ise tanıdık: Kuralsızlık. Uygulama, 1990 yılında taksilerin bagajında piknik tüpleriyle başladı. Ne devlet yönetimi, ne kent yönetimi kılını kıpırdatmadı. Sessizce tehlikeyi seyretti. Tam 5 yıl sonra Sanayi Bakanlığı el koydu. Bir standart getirdi. Ancak bu kez de kontrol konusunda bir sistem ortaya konulamadı.
Çünkü Makine Mühendisleri Odaları'nın yürüttüğü denetim görevi, tank üreten firmaların baskısıyla durduruldu. Sonrası bir karmaşa. Bu karmaşa hâlâ sürüyor.
Olayın asıl çarpıcı yanı kuralsızlık kadar, çok başlılıktan kaynaklanan koordinasyonsuzluk. Çünkü, iş 3 ayrı bakanlığı ilgilendiriyor. Sanayi Bakanlığı işin teknik boyutuna bakıyor, muayene boyutuna ise Bayındırlık Bakanlığı'na bağlı Karayolları bakıyor. Bir de İçiçleri Bakanlığı'na bağlı trafik denetimi var.
Ortada bu kadar ilgili denetim kuruluşu olmasına rağmen, İstanbul'daki gerçek, insanı ürkütüyor. Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Tevfik Peker, bu gerçeği şöyle anlatıyor: "23 bin 740 LPG'li aracı inceledik. Bunların 6 bin 400 tanesinin can güvenliği açısından tehlikeli olduğunu gördük. Bu, İstanbul'da yaklaşık 40 bin aracın tehlikeli şekilde sokaklarda dolaştığı anlamına geliyor. İnanılmaz bir olay."