YAZARLAR

29 Mart 2010, Pazartesi
Eray Özgür: 2009’da iki Bozcaada kaybettik!
ERAY ÖZGÜR Eray Özgür: 2009’da iki Bozcaada kaybettik!
Yazarın Tüm Yazıları



Bozcaada'yı bilir misiniz? Hani Çanakkale'nin tarihi ve doğasıyla turist çeken adası… Bozcaada'nın nüfusunu bilir misiniz? 2007 yılı verilerine göre bu şirin adanın nüfusu 2.276.


Peki bir soru daha; 2009 yılında kaç Türkiye karayollarında gerçekleşen kazalarda sizce kaç kişi hayatını kaybetti? Lafı çok uzatmadan cevabı vereyim; 2009 yılında tam 2.969 kişi aramızdan ayrıldı. Bu her gün yaklaşık 8 kişinin ölmesi, bir yılda da Bozcaada'nın haritadan silinmesi anlamına geliyor. Üstelik bu veri sadece polisin sorumluluk bölgesinde gerçekleşen ölümleri kapsıyor. İşin içine bir de jandarmanın sorumluluk bölgesini eklediğimizde ölü sayısı 4.300'e ulaşıyor. Yani her yıl iki Bozcaada'yı kaybediyoruz. Her yıl haritadan iki kasabamız, ilçemiz, onlarca köyümüz yok oluyor.


Sırada yaralı sayıları var: 2009'da polisin sorumluluk bölgesinde gerçekleşen kazalarda 160.744 insan yaralanırken, işin içine jandarmanın sorumlu olduğu bölgeler de eklendiğinde bu değer 200.405'e yükseliyor. Son nüfus sayımına göre Türkiye'nin toplam nüfusunun 71.517.100 kişi olduğunu düşünürsek, 2009 yılında yaklaşık olarak her 360 kişiden 1'i trafik kazalarında yaralandı.


2010 yılının ilk 2 ayı için açıklanan verilere bakıldığındaysa; sadece polisin sorumluluk bölgesinde gerçekleşen ölümler 302 iken, toplam yaralı sayısı yine aynı bölgede 19.705 olarak gerçekleşti. Doğrusal bir orantı kurarsak, değerlerin geçtiğimiz yıla göre düştüğünü düşünebilirsiniz. Ancak daha bayram ve yaz tatilleri başlamadı. Her yıl sadece birkaç günlük bayram tatillerinde yüzlerce insanımız trafik kurbanı olmuyor mu? Aslında kurban kelimesi yanlış. Binlerce insan cinayete kurban gidiyor. Bir de işin trafik canavarı boyutu var. Trafikteki ölümlerin ve yaralanmaların önüne geçilmesi için 90'lı yıllarda ortaya "trafik canavarı" diye bir kavram atıldı. Her kaza sonrası "trafik canavarı iş başında", "trafik canavarına kurban verdik" "trafik canavarı tatil yapmadı" gibi manşetleri okuduk. Peki canavar sizce de içimizde değil mi? Canavar olan biz değil miyiz? Bir kaza anında sizi, eşinizi, çocuğunuzu, annenizi, babanızı hayatta tutacak olan emniyet kemerini koltuğun ardından geçirerek yuvasına takan bizler değil miyiz? Boş emniyet kemeri tokasının bir ticaret kolu olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bir kaza anında emniyet kemeri takmadığınızda neler olabileceğini bilmiyor musunuz Allah aşkına? Emniyet kemeri takmanın ve takmamanın farkını anlamak için trafiğe kapalı bir yolda 30 km/s hızla giderken sol ayağınızla tam fren yapmanızı öneririm.

SON DAKİKA