Türkiye'de, yada gelin biraz daha özelleştirelim İstanbul'da, trafiğin düzeleceğine dair içimde beslediğim nesli tükenmeye yakın umutlar artık gerçekten bitmek üzere. İnsanları artık kaybettik. Aynı yolları paylaştığım sürücülerin düzeleceğine dair içimde en ufak bir umut kalmadı. İnsanı hayvanlardan ayıran en önemli özelliği içgüdülerinden önce aklını ve mantığını kullanarak kendisine ve çevresine zarar verecek olayların önüne geçebilmesidir. Peki İstanbul'da otomobil kullananların büyük çoğunluğu neden aklından ve mantığından önce içgüdülerini devreye sokuyor. Neden bir dönel kavşakta, aksi belirtilmedikçe evrensel bir kural olan kavşak içindekinin geçiş üstünlüğüne uyulmuyor? Çok basit! Biz beklemeyi sevmiyoruz. Biz uyanık bir milletiz. Biz, sırada beklerken anne babaların çocuklarını "sen yandan gir küçüksün birşey olmaz" diye büyüttüğü bir milletiz. Biz bencil bir milletiz. Ama bize ilkokulda öğretilen neydi? Türk milleti paylaşımcıdır, Türk milleti anlayışlıdır, Türk milleti hoşgörülüdür, Türk milleti saygılıdır. Evet belki damarlarımızdaki asil kanda bu saydıklarımın hepsi vardır. Amma velakin iş bunları göstermeye gelince hepimiz birden ortadan kayboluruz. Ama beklentimiz sonsuzdur. İsteriz ki hatamız hoş görülsün, isteriz ki hep affedilelim. Sakın bana kızmayın, biz buyuz. Yada çoğunluk bu halde olduğu için kurunun yanında yaş da yanıyor!

Trafikte "emniyet şeridi" diye bir kavram vardır.Bilirsiniz değil mi? Hani evinize hırsız girdiğinde polisi ararsınız, hemen olay yerine gelmesini beklersiniz de polis gelmek bilmez ya. İşte polisin geç kalmasının baş suçlusu bu emniyet şerididir. Namussuz şerit bir boş olsa polisime yol verecek ve o da bir an önce sizin yanınızda olacak da, işte şerit yol vermiyor. Yada durun durun! Anneniz kalp krizi geçirince panik içinde 112'yi arar ambulans ve doktor beklersiniz. "Cankurtaran" ambulans yine bu namussuz şerit yüzünden geç kalır ve belki de anneniz hayatını kaybeder. Suçlu mu kim? Hadi canım sizde, tabii ki "emniyet şeridi", başka kim olacak? Her saat İETT otobüsünden, taksisine, dolmuşundan "acelesi" olan resmi veya sivil plakalı bir otomobiline kadar hep dolu olur mu bir şerit. Suçlu sensin emniyet şeridi! İhtiyacı yokken "bakalım araba burda nasıl gidiyomuş yau" diyenlerin veya arkadaşlarıyla buluşmak için acelesi olanların, uyanıkların hiç bir suçu yok.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Valisi Muammer Güler'i bir televizyon programında izledim. Sayın vali, Candaş Tolga Işık'ın konuğuydu. Laf döndü dolaştı önce İstanbul'un trafik sorununa ordan da emniyet şeritlerine geldi. Sayın vali biz İstanbullulara emniyet şeridi ihlaline şahit olduğumuzda parmağımızı sallayarak ihlali gerçekleştireni uyarmamızı söyledi. Evet bundan sonra hepimiz trafikte bir yanlış gördüğümüzde el kol hareketi yapmak suretiyle hakkımızı arıyoruz. Anlaştık mı? Ben de buradan işten eve gidiş-geliş saatlerinde gereksiz bariyer temizliği yapan, gece trafiğin boş olduğu saatlerde yapılabilecek bilimum çalışma için en yoğun saatleri tercih eden yetkililere parmak sallıyorum. Siz de parmak sallamak, pardon hakkınızı aramak isterseniz İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ve valiliğe dilekçe ve maillerle şikayette bulunun.