Emeklilerle ilgili haberlerin doğurduğu hayal kırıklığına daha önce değinmiştik. Bu haberlerin kahir ekseriyeti 'emeklilere müjde' konseptinde sunuluyor. Öyle ki başlıkları gören bir okur, emekli maaşlarına her gün zam geliyor zannedebilir.
Bu haberlerden sonuncusu 7 Kasım 2018'de yayınlanmış. Başlığı: Emekli Maaşlarına 599 TL Zam! Hemen altında bir başlık daha: En Düşük Emekli Zammı Ne Kadar Olacak?
Başlıktaki iki cümlenin birbiriyle çeliştiğini anlamak için okuma yazma ve biraz da mantık bilmek yeterli. Üstelik ilk cümlenin hakikati yansıttığı da şüpheli...
Haberi okumaya devam ettiğimizde anlıyoruz ki 599 TL zam sadece en yüksek emekli memur maaşı için geçerli. En düşük emekli maaşı olarak gösterilen 2 bin 424 lira ise yine sadece emekli memurlar için geçerli.
SGK ve Bağ-Kur emeklileri ayrı bir kategori. Onlar içinse yüzde 13.2'lik bir artış öngörülmüş.
Öngörülmüş diyorum, çünkü henüz resmi bir açıklama olmadığı için sözü edilen sayılar birer varsayım. Hatta bir tahmin...
Okurlarımızın şikâyetleri
Merkez Bankası 2018'in son enflasyon raporunu açıklamış ve Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya enflasyonun 2018 sonunda yüzde 23.5 olarak gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini söylemiş.
Enflasyon oranlarıyla zamlar arasında doğrudan bağlantı olduğu için editörlerimiz haberi basmakta bir beis görmemiş. Fakat başlıklar ve cümleler o kadar kesin ki bunun bir tahmin, varsayım ya da öngörü olduğunu anlamak için satır aralarını okumanız ve sürecin nasıl işlediğini iyi bilmeniz gerekiyor.
Her sabah uyandığında yeni bir müjdeyle karşılaşan okurdan bunu beklemek haksızlık olur. Nitekim Okur Temsilcisi'ne gelen çok sayıda şikâyet mesajında bunun izlerini görmek mümkün:
"Ben emekli bir vatandaşım. Biz emekliler sizce toplumun en aptal, en muhtaç kesimi mi? Her gün uyduruk bir 'emekliye müjde' haberi yapmaktaki amacınız nedir?"
"Emekli maaşları ile ilgili yaptığınız haberin başlığı umutlarımızı yeşertirken haberin içeriği umutlarımızın tekrar yok oluşunun acısını bize yaşatmaktadır. Benim babam yaklaşık 2 yıl önce SGK'dan emekli oldu. Bağlanan maaş 830 TL idi. Şu anda güncel maaşı 1049 TL. Ve ocak zammıyla haberinizde bahsettiğiniz gibi en düşük emekli maaşı 1900 küsur lira filan olmayacak. Bu yaptığınız 2000 sonrası emekli olan emekçi kardeşlerinizi yok saymaktır."
"Lütfen bu haberi yapmayın artık! İnsanlar sanıyor ki emekliler her ay zam alıyorlar! Bugün de 599 TL demişsiniz! Kaç emekli o şansa sahip Allah aşkına! Yeter! İnsanları kandırmayın!"
Onlarca mesajdan sadece birkaçına yer verdim. Türkiye'de milyonlarca emekli var. Eminim bu haberleri yapan meslektaşlarımızın da ailelerinde emekliler var. Haber yaparken onları hatırlamak zor olmasa gerek!
***
Uzmanlaşmanın ehemmiyeti
Gazetecilikte uzmanlaşma önemli. Eksik bilgiyle, konuya hâkim olmadan, haber yaptığımız konuyla ilgili temel kavramları bilmeden haber yapma lüksümüz yok.
Bir örnek olarak geçtiğimiz hafta yayımlanan sağlık yasası haberini ele alalım. 'Sağlık Tasarısı Komisyonda Kabul Edildi' başlıklı haberin eczacılıkla ilgili bölümü şöyle:
"Eczacı olmayanların, eczacı mesul müdür atayarak eczane açabileceği kuralı şirketler için de uygulanacak, böylece muvazaalı ortaklıklar ortadan kaldırılacak. Diplomalı eczacı olmak şartıyla, ortaklardan birinin ticarethane işlerinden mesul müdür gösterilmesi şartı kaldırılacak."
Eczacı bir okurumuzun da ifade ettiği gibi: Kanun tasarısında ecza ticarethanesi olarak geçen müessese bu haberde eczane gibi aktarılmış. Oysa ecza ticarethanesi olarak anılan işletmeler sadece ecza depoları. Zaten eczacı olmayan hiç kimse eczane açamıyor ve bu konuda hiçbir değişiklik yok.
Bu haliyle haber insanları yanlış bilgilendirme potansiyeline sahip. Daha da önemlisi bir tasarı komisyonda kabul edildiğinde otomatik olarak yasalaşmış, kesinleşmiş olmuyor. Genel Kurul oylaması gibi aşamalardan da geçmesi gerekiyor.
Peki, bu hususa haberde yer verilmiş mi? Hayır, verilmemiş. Aksine haber 'tasarı kabul edildi, milyonları ilgilendiriyor' alt başlığıyla sunulmuş.
Yani haber hem yanlış hem de eksik.
***
Rusya'nın arka sokaklarıymış
Efendim, Sırp asıllı Amerikalı meşhur fotoğrafçı Boogie Lee çektiği sıra dışı sokak fotoğrafları ile biliniyormuş. En son da Rusya'nın arka sokaklarında dolaşmış, acayip çarpıcı fotoğraflar çekmiş. sabah. com.tr de bunlardan bir galeri hazırlamış.
Türkiye'de yaşayan Rus asıllı bir okurumuz itiraz etti.
1) Boogie Lee isimli Sırp asıllı meşhur bir fotoğrafçı yok, dedi.
2) Boogie imzasını kullanan bir fotoğrafçı var ama yayınladığınız fotoğraflar ona ait değil, dedi.
3) Ayrıca bu haberin ülkesinin imajına zarar vermek maksadıyla uydurulduğunu iddia etti.
İlk itirazında haklı... Fotoğrafçının adı Boogie Lee değil, sadece Boogie. Gerçek adı Vladimir Milivojevic olan fotoğrafçı iş hayatında arkadaşlarının kendisine taktığı lakabı benimsemiş.
Okurumuz ikinci itirazında haksız. Çünkü Boogie'nin resmi web sitesine girdiğinde fotoğrafların Moskova projesi kapsamında çekildiğini görebilir.
Yalnız, bu fotoğraflar yeni değil. 2015'te başlayan bir çalışmanın ürünü. İnternet editörleri oradaki bazı fotoğrafları seçip sanki özel bir habermiş gibi üzerine kendi logolarını basmışlar.
Dolayısıyla, geliyoruz üçüncü maddeye. Benim kanaatim bu toplama haberin Rusya'dan ziyade gazetenin imajına zarar verdiği yönünde.