Promosyon meselesine bakarken şu gerçeği gözden kaçırmamalıyız: Gazetelerin sadece kupon için alındığı tencere, tava, televizyon promosyonu dönemleri geride kaldı. Gazeteyi bir yan ürün haline getiren anlayıştan artık vaz geçildi. Bunların yerini kültür-sanat eserleri ve çocuklara yönelik hediyeler aldı. Sevindirici bir gelişme.
Gazete neticede ticari bir ürün... Satışlarını artırmak için farklı stratejiler geliştirmesi de doğal. Bunu yaparken marka değerine zarar vermemek, mesleğin temel ilkeleri ile çelişmemek kaydıyla.
Sabah'ın yeni kampanyasını duymuşsunuzdur. Erhan Afyoncu'nun Sorularla Osmanlı İmparatorluğu kitabı 30 kupon biriktiren okurlara hediye ediliyor. Gazetenin düzenli okurlarına hiçbir ek ücret ödemeden kütüphanelerini zenginleştirme fırsatı veren bu kampanyayı ben de destekliyorum.
Fakat, kampanyanın başarıya ulaşması ve okur memnuniyeti kazanması için gazetenin bütün birimlerinin eşgüdüm içerisinde çalışması gerekiyor. Okurlarımızın sık sık yakındığı gibi, kuponsuz gazete olmamalı. Kampanyanın yürütücüsü konumundaki bayiler kafa karışıklığına yol açmamalı. En mühimi, bilgi almak için çağrı merkezini arayan okurlar kendilerine muhakkak muhatap bulmalı.
Aksi takdirde, güzel bir fikir kötü bir uygulamayla mahvedilmiş olur.