Filiz Orhan adlı okurumuzun mesajı sayesinde haberdar oldum konudan. Üstelik yalnız da değildi:
"Gazetenizin ekonomi sayfasında 24.04.2015 tarihinde yayınlanan Renan Tavukçuoğlu röportajı ile ilgili yazıyorum bu maili. Bahse konu yazıda (Altın Günü Modeli Satışı Artırdı) Renan Hanım'ın işleyişi anlatırken 'Bloggerlara güven azaldı' ifadesi ve devamında 'Beğendiklerini yazıyorlar beğenmedikleri için direkt firma yetkilileri ile irtibata geçiyorlar' sözleri yer alıyor. Bu cümleler blog yazma işini ciddiye alan, bu konuda emek sarf eden bizleri çok incitti. Ayrıca fotoğraf altında 'Kocalarından teşekkür alamayan hanımlar paylaştıkları yemek tarifi 500 beğeni alınca mutlu oluyorlar' şeklinde bir cümle kullanılmış. Kadınlar aşağılanmış."
Olay büyümüş. Sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine Tavukçuoğlu "Gazetecilerin abartması işte" şeklinde bir yorum yapmış ve 'bazı' bloggerları kastettiğini söylemiş.
Kendi sitesinde bir açıklama yayımlamış ve muhabirimizi suçlamış: "Röportörün söz ettiğim kesimi çok iyi bilmesine rağmen, sanki tüm 'blogger'ları konunun içine dahil etmişim gibi haberi yansıtması ne yazık ki böyle bir tatsız durum yaşamamıza neden oldu."
"...Yaftalamak çok kolay. Bir cümleyi çekin çıkarın kullanıldığı paragrafın ortasından, alın size fiyasko. Yine bazı kişilerin alındığı ev kadını ve kocası söylemi bana bir üyemiz tarafından anlatılmış bir anekdottur."
Muhabirimiz Pınar Çelik ile görüştüm. "Haberin içinde hatalı bir bilgi ya da söylenmeyen bir cümlenin kullanımı söz konusu değil" dedi ve ekledi: "Haber kaynakları genellikle sohbet ortamında rahat rahat konuşurlar. Haberci için de o cümleler haberin vazgeçilmez öğeleridir. Ama birilerinden tepki aldıklarında direkt haberi yapana yüklenirler. Bu da öyle bir durum oldu sanırım."
'Haberi köpürttünüz'
Muhabirimize bu haberi neden yaptığını sordum. Teklifin kendisine bir PR ajansından geldiğini belirtti.
Tavsiye Evi tarafından kullanılan pazarlama yönteminin haber değeri taşıdığını düşünmüş. 'Ağızdan ağıza' adı verilen, farklı hedef kitle modelleri geliştirme iddiasında olan ve etkinliği henüz tam olarak ölçülememiş bir model bu. Haberin ekonomi sayfasında yer aldığı göz önünde bulundurulursa anlaşılabilir bir gerekçe.
Muhabirimiz PR ajansıyla ve Renan Tavukçuoğlu'yla yaptığı yazışmaları da paylaştı benimle. Görünen o ki başlangıçta herkes haberden memnun. Kıyamet bazı bloggerların eleştirilerinden sonra kopuyor. Tam dört gün sonra Tavukçuoğlu muhabirimize şu cümleyle başlayan bir mail atıyor: "Sizinle keyifli bir röportaj yaptığımızı sanıyordum; ancak gazeteyi elime aldığımda gerçekten büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Sadece ben değil, röportajı okuyan tanıdıklarım, ailem ve elbette adı geçen blogger dostlarım."
Bu cümlelerin gerçeği bütünüyle yansıttığı konusunda şüphe var. Çünkü haberin yayımlandığı gün Tavukçuoğlu'nun birlikte çalıştığı PR ajansı muhabirimize müşterilerinin haberden duyduğu memnuniyeti ifade eden bir mail atmış.
Hatta görünen o ki başlangıçta eleştiriye konu cümlelerin yanlış aktarıldığını iddia eden kimse de yok.
Buna Renan Tavukçuoğlu da dahil:
"Her ne kadar sözcüklerimde bir değişiklik yapılmamış olsa da, haberin yansıtılma biçimi son derece yanlış. Haberin genelinde yapılan bir genelleme ne yazık ki, birlikte çalıştığım blogger dostlarımı hedef gösteriyor."
Tavukçuoğlu bazı bloggerları ayırmak gerektiğini belirttiğini iddia ettikten sonra şöyle devam ediyor: "Haberi köpürtme arzunuzu anlıyorum ancak bu şekilde yanlış anlamalara mahal verecek bir yönlendirme beni gerçekten çok zor duruma soktu."
Çıkarılacak dersler
Öncelikle şunu belirteyim. Haberde bir köpürtme ya da abartma göremiyorum. Medya argosunun nadide kelimelerinden olan 'köpürtmek' bu duruma uygun düşmüyor.
Ortada iki genelleme sorunu olduğu açık. Bunlardan biri, 'kocalarından teşekkür alamayan kadınlar', bizzat Renan Tavukçuoğlu tarafından yapılmış. Diğerinin muhabirimiz tarafından yapıldığını ise sadece Tavukçuoğlu iddia ediyor.
Bu olaydan çıkarılacak dersler şunlar:
- Bir şirket ya da oluşumun rakiplerini kötüleyerek kendini yüceltmeye çalışması reklam ve tanıtım etiğine aykırıdır.
Gazeteciler buna alet olmamalıdır.
Türkiye'de yüzbinlerce blogger ve milyonlarca micro-blogger var.
Haber kaynağı böyle genellemeler yapmış olsa bile muhabirimiz daha sorgulayıcı davranmalı, kimleri kastettiğini ve kanıtlarının neler olduğunu sormalıydı. Ayrıca cevap ve savunma hakkına saygı duymalıydı.
- Haber değerini yazı işleri takdir eder. Bir muhabir ya da editör haberde hangi öğeyi ön plana çıkaracağına, 'haberi nasıl yansıtacağına' kendisi karar verir ve bundan dolayı suçlanamaz. Bu yüzden konuşurken dikkatli davranmak gerekir.
- Tekzip hakkı haberde bir maddi hata ya da çarpıtma olduğunda kullanılır. Röportaj yapılan kişiler kendilerini eksik ya da yanlış ifade ettiklerini düşünüyorlarsa gazetecileri suçlamak yerine kendi beyanlarını düzeltmeye çalışmalıdır.