Şiddet toplumsal bir vakıa... Gazeteciler bu olgunun yansıtılması sırasında bireysel haklar ve kamu yararı arasında denge kurmak zorunda. Özellikle görsel malzemeyi üretirken ve kullanırken...
Ortada bir trajedi ya da yas varsa buna saygılı davranmalıyız. Acılara sadece 'güzel iş' ya da 'malzeme' gözüyle bakmamalıyız.
Çocukların, cinsel taciz ve suç kurbanlarının, travmatik olaylara maruz kalanların görüntülerini alırken ve yayımlarken daha hassas davranmalıyız.
Gerçeklikten uzaklaşmamalıyız, bu doğru, ama mesafeyi de iyi ayarlamalıyız. Gereklilik ve zorunluluk kriterlerine uymalıyız. Bunu yaparken, gazetecilik motivasyonumuzun insancıllığını ve davranışımızın olası sonuçlarını da sorgulamalıyız.
Aksi takdirde şiddetin büyümesine, normalleşmesi ve yaygınlaşmasına yol açmış oluruz. Duyarlılığı artıracağız derken duyarsızlaşır ve duyarsızlaştırırız.