Bir gün gaz yiyoruz, bir gün maçta eğleniyoruz! Yaşadığımız travmayı nasıl atlatacağız? Dün, Balmumcu'da, her emekçi gibi işine giden biri olarak gaz yedik. Şimdi de Fenerbahçe'nin uçağındayız. Başkan Aziz Yıldırım'ın davetini kırmadık. UEFA Kupası için akşam Benfica ile yarı final maçı oynayacak Fenerbahçe'yi izlemek üzere Lizbon yolundayız.
F.Bahçe'ye gönül verenler bugün için olmasa bile, durmadan bir solaçık probleminden söz eder. 3 Temmuz süreciyle birlikte kendini daha iyi ifade eden "solaçık" taraftar grubuna bakar mısınız? Beşiktaş'ta el ele "1 Mayıs İşçi Bayramı"nı kutladık.
1 Mayıs 2013 ise "unutulmayacak bir gün" olarak tarihe geçti. İstanbul gibi 2020 Olimpiyatları'na aday bir şehirde hava, deniz, kara, raylı sistem, metro ulaşımı engellendi. Halkın güvenliği adına halkın özgürlüğüne müdahale, sağlığına kast edildi.
***
Beşiktaş, Şişli, Mecidiyeköy ve Taksim'e gaz bombası yağdı. Kimse camını açamadı.
Nişantaşı'nda insanlar evlerinde limonla oturdu. Güpegündüz Unkapanı köprüsünün ayakları açıldı. Avrupa yakasına geçişlere izin verilmedi. Parası olana deniz taksi bile yasaktı. Her ihtimal sonuna kadar düşünülmüş. Kimse bunun sendikalara gözdağı vermek olduğunu düşünmesin! Kontrol edilemeyen bir gücün ayak sesi bu. Uzlaşıyla kitlelerin desteğini kazanmak yerine, yılgınlık yaratarak talepleri bastırmak üzerine kurulu anlayış...
Dün 20 milyon insanın giriş çıkış yaptığı yasak şehirde hayat durdu ya! Atılan bombalar neredeyse gökyüzünü kararttı, tıpkı Esad'ın bombaladığı Şam gibi.
***
Denizli, Konya, Sivas ve
Şanlıurfa'dan
TOMA'lar geldi. Taşımalı sistem öğrencisi gibi taşınan
40 bin polisle halk korunmadı, korkutuldu. Korkutanlar da, korkutulanlar da emekçi; emekçi "
emekçiyi gazladı" dün, ayıp değil mi? Siyasi görüş ayırt etmeden ulaşım hakkı engellenen genç, yaşlı isyan etti. Bakkala ekmek almaya giden 75 yaşındaki bir kadının polisin kullandığı gaz yüzünden boğulmak üzere olması hangi kamu güvenliği anlayışıyla açıklanabilir ki?
Ankara gazın bileşenlerini iyi okumalı(!) Dipten bir dalga geliyor. Ortak paydaları da kamu adına kendilerine uygulanan anlamsız şiddet.
***
Çözüm sürecine
muhalif olanlar, "
rejim elden gidiyor" diyenler,
Silivri protestocuları, ekonomik güçlük çekenler,
ev kadınları,
öğrenciler,
işçiler isyanda buluştu. Eğer dünkü İstanbul iyi analiz edilemezse, korkarım ki önceden öngörülemeyecek kötü sonuçlar doğabilir.
İçişleri Bakanı
Muammer Güler, İstanbul Valisi iken sertti. Yine sert. Gereksiz yere ortamı gerdi. İşin özü, F.Bahçe taraftarı, Aziz Yıldırım içerdeyken bol biber gazı ve cop yedi ama kulübüne ve başkanına sahip çıktı. Bir yıl önce küme düşürüleceği konuşulan bir takım bugün UEFA'da zirveye oynuyor.
Halk adına yola çıkanlar, bundan ders almalı! Başbakan Erdoğan, "
Zulümle abad olunmaz" diyor.
Yanlış mı?