Bir numaralı sorunumuz terör ve dış güvenlik! Jeopolitik değişkenler yüzünden artık ekonomiden güvenliğe tüm parametrelerimiz dış politikayla atbaşı gitmek zorunda. Bu fotoğrafı en iyi çekenlerden biri TÜSİAD...
Her şeyden önce bir anne, bir iş kadını, duyarlı bir entelektüel olan başkan Ümit Boyner, terörün bitmesi, akan kanın durması için göreve geldiği günden beri elinden geleni yapıyor. Kürt sorununa bakışı ortada. Geldiği gibi soluğu Diyarbakır'da alıp, önceliğini göstermesi cesur bir davranıştı. TÜSİAD sorunun çözümünde taraf olmaya çalışıyor. Boyner, Doğu ve Güneydoğu'ya istihdam yaratmak için 6'ncı Teşvik Paketi kapsamında, terörün kol gezdiği ama her tür teşvikin verildiği bölgeye gidip gitmeyeceği konusunda üyelerinden görüş soruyor.
Eğer çalışma tamamlanırsa, 13 Eylül'de yapılacak "Demokratikleşme ve Terör" konulu YİK toplantısında sonuçları açıklanacak. Ama TÜSİAD ayrı bir sanayi yuvarlak masa toplantısı yapmaya kararlı.
Hakkâri, Şırnak, Van, Bingöl'e ve diğer doğu illerine niye sanayi yatırımı yapılmıyor, bunu açık açık tartışmayı planlıyor. Kimsenin karnından konuşmasını istemiyor.
***Terörü ne önler? Tabii ki insanların genel konfordan ve refahtan yararlanabilmeleri! Bir de canlarını yitirmiş acılı anaların duruşu. TÜSİAD bu defa akıllıca iş yapıyor.
Sorunlu bölgelerde yaşayanların konfordan ve refahtan yararlanmalarını isterken, orada yaşayanları da sisteme ortak edebilmek için uğraşıyor. Bunu yaparken bölge halkını batıya taşıyamayacağına göre, fabrikaları bölgeye taşımak daha rasyonel.
Ama birilerinin harekete geçmesi gerekiyor. Boyner fitili ateşledi.
Daha Suriye krizinin başlangıcında, Doğu ve Güneydoğu'ya
yatırım için görüş beyan etmesi de bu yüzden. Türkiye, 6'ncı Teşvik Paketi'nin getiri fırsatını kesinlikle kaçırmamalı. Bölgede sorun güvenliğin sağlanması. Güvenlik devletin işi. Parlamento'dakilerin görevi TÜSİAD kadar güvenlik istemek ve bunu gerçekleştirmek için çaba harcamak.
BDP'nin tavrı da belirleyici.
***
Elbette bu toplantılar yapılmasa da bölgenin yatırım ihtiyacı ortada. Bunu yuvarlak masa toplantısı ile dile getirmek bir ölçüde zorlayıcı. Katılan ve katılmayanlar, yani elini taşın altına koyanlar ve koymayanlar, bu vesileyle kamuoyunun gözü önüne serilecek.
İstanbul, Anadolu ya da
İslâmcı sermaye. Tartışması bile komik. Sermayenin menşei fark eder mi?
TÜSİAD'ın bu defa hükümete vermek istediği mesaj net: "
Bak, bu kadar kişi yatırıma hazır, güvenliği sağlarsan bölgedeki insan zenginlikten pay alır. Terörün araçları da bir bir kırılır."
Bıçak kemiğe dayandı. Ülkedeki istihdamın sadece
yüzde 8.5'ini sağlayan,
uluslararası ilişkiler ağı içinde yer alan,
yüksek teknolojiye sahip, küresel rekabeti öğrenmiş TÜSİAD üyelerinin, "
Bana ne" deme şansı yok. Hükümet, bir
kalkınma fırsatı yarattı. Ortaya konulan modele sahip çıkılmalı. Bu defa doğuya gidiş eski gidişlere benzememeli, sürdürülebilir olmalı.
TÜSİAD'ın şahinlerine duyurulur.