Rusya'nın etkili jeopolitik uzmanlarından Aleksander Dugin, geçen hafta Avrasya Hareketi Başkanı olarak İHA'ya bir açıklama yapmış. Diyor ki: "Türkiye'nin Katar ve Suudi Arabistan'ın seviyesine inerek Suriye'ye karşı ortak cephede yer alması, Türk dış politikasının en büyük hatasıdır. Ayrıca Kürt sorunu da derinleşti. Çok yakında Türkiye'de ülke içi durumun gerginleşeceğini tahmin ediyorum. Suriye, yeni bir dünya savaşının çıkmasına sebep olabilir. Batı ile Avrasyacı devletler karşı karşıya gelmiş durumda, kimse geri adım atmak niyetinde değil. Türkiye'nin bu sorunda terörizmi destekleyen Batı'dan yana politika izlemesi tarihindeki en büyük hata...."
Dugin bununla da kalmıyor, bıçaksırtı yorumlarına devam ediyor: "Zira ABD'nin yeni Ortadoğu haritasında Türkiye'ye bir pay bırakılmadı. Tam tersi Türkiye'nin topraklarında büyük Kürdistan'a ve Ermenistan'a yer verilmiş."
Dugin, etkili bir uzman olabilir ama sözleri tek başına gösterge olamaz. Bu açıklamaları Rusya ile son dönemde hızla gelişen ilişkilerin önümüzdeki dönemde bozulabileceğinin sinyalini veriyor, o kadar!
***
Dış politikada söz sahibi olan Türkiye, acaba bölgede niye rahatsızlık yaratıyor? Uzun vadeli projeksiyonlar gösteriyor ki,
üçüncü ülkeler süreci doğru yönetirse,
2050'de
dünyada ekonomik dengeler değişecek. Türkiye de bu halkanın içinde yeralan ve gelecek vaat eden bir ülke. Dünya Bankası'na sunulan raporlarda 2050'deki ekonomik senaryolarda
12'inciliğe aday gösteriliyor.
Kısacası,
köpekler istedi diye atlar ölmüyor! Dezenformasyon tarihin her döneminde yapılıyor.
Bir ülkede terör zirve yapmışsa, güvenlik politikası ile dış politikası atbaşı gitmeli. Az ya da çok terörün ilk halkası birebir dış politikaya endeksli. Türkiye'nin içeride çözülemeyen sorunlarına dış güçler tuz biber ekiyor.
Terör, dış desteklerle büyüyüp gelişiyor.
***
Hâlâ ders alamadık!
Çocuklarımızı teröre kurban vermekten bıkmadık biz.
Öldürmekle övünmeyi, silahlarla konuşmayı, en kutsal davalar adına ortalığı kana bulamaktan vazgeçemiyoruz. Kendi sorunlarımızı, başkalarının müdahale edip yararlanmasına fırsat vermeden çözümleme yeteneğini kazanamıyoruz.
Elin ağzı torba değil. İstediğini söylüyor. Marifet bunun söylenmesine meydan vermemek. Artık oturduğu yerden
ahkam kesmekte mahir, nabza göre şerbet veren seçkin medya mensuplarının Türkiye'si ile
G. Antep'te, Hakkâri'de, Uludere'de yollarda, dağlarda canlarını verenlerin Türkiye'si arasındaki uçurum giderek büyüyor. Bu uçurumu kapatmak kuşkusuz sokaktaki insanın yükümlülüğü değil. Görev siyasetçiye düşüyor. Başımız sağolsun. Acımız büyük.