Küresel kriz deyim yerindeyse tozu toprağı birbirine kattı. Yüzlerce şirket kapandı. Binlerce insan işsiz kaldı. Darbe, Avrupa'da iktidarları devirdi, devirmeye devam edecek. Türkiye, geçmiş deneyimlerin öngörüsüyle atıl gücünü kullanarak büyük krizden rahat şekilde sıyrılmayı becerdi! Öncesinde yapılan vergi barışı, siyasi otoritenin Ortadoğu'daki döviz havuzundan kaynak çekme becerisi bize nefes aldırdı!
Ancak sadece nefes aldık!..
Bu nefes bizi 2012'ye kadar getirdi.
Şimdi hafif hafif ciğerlerimizde daralma başladı. Türkiye, vargücüyle yeni kaynak yaratma derdinde. Öyle ki, savaştan çıkan Libya'daki yaralıları bile tedavi ederek kazanç kapısı oluşturmaya çalışıyoruz. Çünkü en büyük pazarımız olan AB'nin yangını birkaç yıl süreceğe benziyor. Bu ihracat pazarının daralması, cari açık probleminin daha da büyümesi demek. Petrolümüz, doğalgazımız yok. Üretim ithalata dayalı. Bu durumdan yerli üretimin teşvikiyle, yeni yabancı yatırımların üretim üssü olarak çıkabiliriz..
***
İşte bu nedenle dönem içinde yıldızı parlayan gruplar iktidarın en büyük isteği olan
yerli marka otomobil üretimi için start verdi.
Koç Holding'in
Tofaş'lı Fiat hamlesi, büyük bir toparlanmadan geçen ve yelpazesini farklılaştıran
Doğuş Holding'i de harekete geçirdi. Muhaliflerin "yandaş" eleştirilerine takılmadan üretim derdine düşen patron
Ferit Şahenk ve "
akıl ekibi"Doğuş Oto'nun
Volkswagen tecrübesiyle "
Biz ne yaparız?"arayışına girdi. Babadan devraldığı bayrağı, daha ileri taşıma derdindeki oğul Şahenk proje fırtınasını tek tek anlattı.
Atakları sıralayalım.
Zamanında
Güney Kore için "yerli marka otomobil yapamaz" diye çok söylendi. Ama
iki marka çıktı. Bizde niye olmasın?
Gazetelerde okuduk,
Koç Grubu, Fiat'ın desteğiyle bu işi yapmaya hazırlanıyor. Marka geliştirmek kolay değil ama zor da değil. Bu sektörde uğraşan gruplar, bu işle uğraşan belli sayıdaki profesyonelle birlikte, arkasına sermaye desteği alarak böyle bir markayı yaratabilir...
Koç ve Fiat'ın yolculuğunu yüzde yüz desteklerim. Bizim ekip 15-16 yılda otomotiv işini öğrenme imkânı buldu. Biz de
yerli otomobil üretimine finans katılımında bulunmayı çok isteriz.
Başbakan Erdoğan ilk defa Moskova'da bir açılışta bana yerli marka otomobil üretiminden söz etti. Bu rüyanın gerçekleşmesinde katkım olsun isterim.
Ben sermaye piyasasını borsa olarak görmem, sermaye piyasasını demokratikleşmede önemli bir araç olarak görürüm. Sermaye piyasası demek müthiş bir disiplin demektir. Keşke belli başlı gruplar bir araya gelse, devlet belli bir oranda ortak olsa ve yerli marka otoyu yaratan şirketin hisseleri halka arz edilse.