Türkiye'de iş bilene "Kayserili" derler!.. Kayserili olmak başarılı girişimciliğin de adıdır. Kayseri yeni bir başarı öyküsü yazmaya çalışıyor. Kayseri Şeker Fabrikası bir buçuk yıl önce borç batağındaydı.
Kimi, "kötü yönetim" dedi. Kimi, "bilgisizlik, vizyonsuzluk..."Kimi de "yandaşlık..."Neden ne olursa olsun, ortada bir sorun, bir başarısızlık vardı. İki fabrikası, beş tesisi ve bir işletmesiyle böylesine büyük varlığa sahip olan şirketin borcu 650 milyon liraydı. Bir yıl önce yönetimi devralan kayyum bu borcu yapılandırıyor. Önceki günkü yazımızda Konya Şeker'in üreticiyi patron yapan başarı öyküsünü yazmıştık. "Yarışta varız" diyerek bizi Kayseri'ye davet eden yöneticiler bir bir engelleri sıraladılar.
Kayseri Şeker şehrin göbeğinde 4.5 milyon metrekare arazi üzerinde oturuyor.
Bu dev arazi herkesin iştahını kabartıyor.

***
Kayseri Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, fabrikayı şehrin dışına taşımayı düşünmüyor. Diyor ki: "Yönetimi devraldığımızda fabrika, çiftçinin alacaklarını ödeyemiyordu. Kapısına kilit vurulacaktı. İlk işimiz, yönetim boşluğunu doldurmak oldu. Arkasından piyasanın, tedarikçilerin ve çiftçilerin güvenini yeniden sağlamak için çalıştık!
Peki neler yapıldı?
İş Bankası, Garanti, Halkbank ve Şekerbank ile masaya oturuldu.
Fabrikanın 636 milyon 795 bin liralık borcuna karşılık 244 milyon 234 bin lira varlığı gözden geçirildi. Kısa vadeli borçlar yapılandırıldı. Uzun vadeli banka kredileri kullanıldı. Şeker satış iskontoları yüzde 12'lerden yüzde 3'lere düşürüldü. Fiilen çalışmayan ve maaş alan kişilerin iş akitleri feshedildi. Personelin birikmiş bütün alacakları ödendi, vergi ve sigorta borçları yapılandırıldı.
Gelir gider arasındaki açık 110 milyon lira azaltıldı.
***
Bu tablo Kayseri Şeker'i düze çıkarır mı?
İstikrar, kurumsal işleyiş, disiplin devam ederse neden olmasın! 31 ortağı bir yana bırakırsak, arazi rantı ve işletmenin potansiyeli, siyasetçinin gücünü arkasına alarak bu işe talip olmak isteyenlerin iştahını kabarttıkça kabartıyor."Kayyum gitsin" sesleri ortalığı sarmış. Akay, "Borçları temizlemek için en az 2 yıla daha ihtiyacımız var" diyor.
Pazarda kıran kırana rekabet sürüyor. Şirketler katma değer yaratmak için markalaşmaya ağırlık verdi. Ürün çeşitliliğine gidiyor. Bazı fabrikalar biyoetanol yatırımı yaptı.
Yeni kaynak girişi olmadan büyümek, teknolojiye yatırım yapmak mümkün mü?
"Şeytan taşlamaktan tavaf yapmaya fırsat bulamadık" diyen Akay, "Yerli ya da yabancı fark etmez, finansal gücü olan herkesle işbirliği yapabiliriz" diyor.
Her şeker tatlı değildir.
Acaba yabancı, Kayseri'nin tadını sever mi?