Her şey aydınlık Türkiye için... El ele vermeli, hep birlikte kenetlenmeliyiz. Tıpkı "Van-Erciş" depreminde olduğu gibi. Biliyoruz, henüz yaralar sarılamadı ama herkes elinden geleni yapıyor. Çok çaba harcanıyor. Zorlukların ülkesi Türkiye'de yaşayanlar bir türlü rahat nefes alamıyor. İşte silahlı terör, işte trafik terörü, derdimiz, bitmiyor ki! Bulunduğumuz coğrafyada yangın var. Doğuda siyasetin ateşi yüksek, batıda ekonominin...
Davulun sesi uzaktan kulağa hoş gelir! Yunanistan krizini yönetenleri izlemek şimdi bize böyle geliyor.
Oysa çok değil, 10 yıl önce farklı mıydık sanki? Geçmiş 10 yıl altın yıllarımızdı. Şimdi bu tablo değişiyor. Kaygımızın nedeni bu. Eylülde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 50.2'ye düştü. Ürktük...
***
Demek ki bizim ihracatımızı
dört sektör çekiyor, dört çeker gibi.
Demir çelik, otomotiv, konfeksiyon ve
elektronik. Bunların dışında kalan ihracatçı birlikleri acaba ne yapıyor? Anlayan beri gelsin! Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) yılsonunda
135 milyar dolar ihracatla rekor kırmaya hazırlanıyor. Asıl rekoru kıran ithalat, gerisi teferruat. Büyük ihtimalle yılı
230 milyar dolar ithalatla kapatacağız. Dünya ticaretinden
yüzde 1.1 pay alan bir ülkeyiz. Nedense pastadaki payımızı bir türlü artıramıyoruz.
Peki, bu nasıl olacak?
Elbette
inovasyon, yüksek teknoloji, araştırma ve geliştirmeyle...
Yerliye dayalı, rekabetçi ve yenilikçi üretim yapmamız şart. Çünkü ihracat yaptığımız sektörlerde
"yerlileşme oranı" düşük. Enerji hariç sanayide yerli üretimin katkı payını artıramazsak yine geçmiş yıllara döneriz. Yani, bu tabloyu tersine çevirmeden rahat nefes almamız mümkün değil. Bunun yolu da
yeni makro ekonomik çerçeve çizmekten geçiyor. İnanın, Orta Vadeli Program bunun karşılığı değil.
***
Başbakan
Erdoğan temkinli. Kontrollü büyümeden yana. Dış ticaret açığına, özellikle de cari açığa önlem alınmasını istiyor. Onun için yerli otomobil diye bastırıyor. Tasarruf istiyor. Ekonomiden sorumlu bakan
Zafer Çağlayan, korumacılıktan yana. Girdi tedarik sistemiyle, ihracat teşvikleri ve burnunu biraz yukarı çevirmiş kurla kapatacağı kadar cari açığı kapatmak derdinde.
Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek, riske girmeden, kamu gelirlerini koruyarak, yüksek katma değerli ürünlere yönelmek ve rekabetçi olmak arzusunda. Hem kamuda hem özel sektörde esneklik temel kural.
Burada Başbakan Yardımcısı
Ali Babacan'ın konumu çok önemli.
Eğer makro ekonomik çerçeve değişirse, yaşanacak en büyük güçlük ekonominin değişen yapısına göre konulacak vergiler ama asıl sorun son kararnamelerle bankalar ve sermaye piyasasını kaybeden
Hazine Müsteşarlığı'nda. Yeni ekonomik çerçeveye uyumu başlı başına bir problem.