Akla mantığa yatmıyor. Siz anladıysanız haberdar edin. Kısa bir süre önce SPK bir düzenleme yaptı.
İMKB'de işlem gören şirketlerin yönetimine kurumsal yönetişim çerçevesinde en az "üçte bir bağımsız üye atanmasını" zorunlu kıldı.
SPK eliyle devlet "şirketlere" uzandı.
Düzenleme ortakları kavga eden Turkcell'in yönetimini, bazı medya temsilcilerini ve aracı kuruluşları çok rahatlattı.
Kararı alkışladılar.
Ancak 6223 sayılı Yetki Kanunu'nun son gününde çıkarılan kararnamelerle, İMKB yönetimi görevden alındı.
Devlet, İMKB başkanı dahil, 7 kişiden oluşan yönetime 4 üyeyi tayin etme kararı aldı. Bu karar üzerine aracı kuruluşlar ve medya ayağa kalktı.
Aracılık sektörü alıp sattıklarına devlet el attığında sessizdi.
Şöyle düşündü: "Turkcell hisselerini alır, satarız. Patron kamu ya da özel, bize ne?" dediler.
Fakat aracılık sektörünün merkezine el koyan devlet, "Sadece alınıp satılan değil, alan satan da benim kontrolümde olacak" deyince kıyamet koptu.
Ekonomi liberallikten uzaklaşıyor. Yanlışa alkış tutanların şimdi ağlamaya hakkı yok...
Bu arada Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın geniş yelpazesinde de eksilme oldu.