Orta Amerika'daki bir okulda öğretmen, öğrencisine sorar: "Amerika kıtası ne zaman keşfedildi?" Öğrenci, "1492'de Kristof Kolomb tarafından..." der. Öğretmen itiraz eder; "Avrupa tarafından baktığında yanıt doğru. Ama biz zaten Amerika'da yaşıyorduk. Bizim açımızdan o tarih işgaldir!"
İster El Kaide, ister Taliban ne farkeder!.. Olaylara hangi cepheden bakıldığı önemli. Şimdi o coğrafyanın adamı olmayan Usame Bin Ladin öldürüldü ama o coğrafyanın çocuklarından oluşan Taliban yerli yerinde... Felsefesi oluşturulan El Kaide yaşıyor. Usame'nin öldürülmesi ABD için büyük başarı ama Müslüman coğrafyasının birçok yerinde de ulusal bir kahramanın yok edilmesi anlamına geliyor.
Zaman çok değişti.
Eğer Ladin, 2001' de öldürülseydi büyük başarıydı. 10 yılın sonunda öldürüldü ve artık başka bir yerde.
Kuşkusuz Ladin'in öldürülmesi Afganistan, Pakistan ve Ortadoğu'dan çıkış hazırlığında olan ABD'nin çıkışını hızlandırır.
Terör karşıtı mücadele söylemi biter.
Yerine, demokratik yapılanma söylemi yerleşir.
***
El Kaide'nin İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosluğu'na yaptığı saldırıdan sonra dönemin İngiliz Başbakanı Blair,
"Türkiye artık cephe ülkesi" demişti.
O günden bugüne Türkiye'de El Kaide operasyonları yapıldı. Militanlar yakalandı. Yakalananlar, polisin ortaya çıkardıkları, ya yakalanamayanlar?
Sonuçta Ladin'in öldürülmesi küresel krizle mücadele eden dünyayı ve içinde bulunduğumuz coğrafyayı ve bizi çok etkiler.
Çünkü nerede
"savaş ve müdahale" var, orada
"dolar likiditesi" artıyor.
Halen ekonomik kriz müdahalelerinden bağımsız bir şekilde, terörle mücadele edilen bölgelerde aşırı dolar likiditesi var. Finans piyasaları bunu görmüyor. Aşırı dolar likiditesinin olduğu bölge içinde yer alan Türkiye, ABD'nin Irak'ı işgal ettiği 2003'ten bu yana müthiş bir dolar bolluğu yaşıyor. İşte şimdi bu tablonun değişip değişmeyeceği önemli.
***
Siyasi istikrar analizi yapan
S Bilişim, "Eğer dolar likiditesindeki aşırılık çekilirse, Türkiye, değil
80-90 milyar dolar cari açık, finans sistemi
25 milyar dolarlık açıktan bile çok çok etkilenir" diyor.
S Bilişim'e göre, İran, tabloyu doğru okudu ve buna göre hazırlık yaptı.
120 milyar dolar rezervi var.
600- 800 dolar bandı arasında bol bol
altın aldı, altın rezervi çok yüklü.
Peki, Türkiye ne yaptı?
Dersini çalışmaya başladı.
İlk adımı attı.
Merkez Bankası zorunlu karşılıkları artırdı. Ana kredi hattını yani bankacılık kredi toplamını yavaşlattı.
Atılan adım yeterli mi?
S Bilişim, Merkez Bankası'nın uygulanan ölçek kadar daha munzam karşılığı artırması gerektiğine dikkat çekiyor.
Diyor ki:
Alınan karar sadece
kriz büyümesinde bir yavaşlamaya yol açtı. Türkiye'de sadece bankacılık kesimi kredi yaratmıyor ki! Perakendeciler ve reel sektör, kendi içinde kredi yaratıyor. Bu da ithalatla çok bağlantılı. Özellikle
Dahilde İşleme Rejimi ile yaratılan
mal esaslı kredi hattı yıkıcı etkiye yol açıyor.