Dünyada çok ciddi bir değişim var.
ABD, değişimi kendi lehine çevirdi! Tasarrufu az, borcu çok olan İngiltere ise, küresel rekabette çok gerilerde. Geçen 10 yılda koca krallık, doğru dürüst teknoloji transfer edememiş.
Önümüzdeki dönemde "İnce İngiliz siyaseti" dengeleri nasıl etkiler, bilmiyorum! Ama, dünyanın kaynakları artık İngiltere'ye akmayacak. Tüm CEO'ları İngiliz olan Körfez sermayesi bile Londra'ya zor gelecek! El Maktum'un Dubai'sinin "stop" etmesi işin tuzu biberi oldu. Londra Borsası tepetaklak!.. Türkiye, dikkatli. Eğer 5 yıl önce böyle bir tablo yaşansaydı, ortalık toz duman içinde kalırdı. Çünkü finansın kalbi Londra'da atardı. Ama artık Körfez dahil, sıcak para Londra üzerinden Türkiye'ye gelmiyor.
Para, rotasını değiştiriyor...

***
Böyle bir dönemde yeni ekonominin temsilcisi Turkcell'i izliyorum. 25-26 Kasım'da Londra'da 9 yıldır iletişim ve telekomünikasyon alanında "dünyanın en iyileri"nin belirlendiği, "Dünya İletişim Ödülleri" törenine katıldım. Türkiye'nin markası Turkcell, bu yıl 5 dalda finale kalmış. Önemli bir kulvarda ipi göğüsledi. Turkcell CEO'su Süreyya Ciliv, "Dünya Telekom Oscarı" diye bilinen "Yılın bilişim CEO'su" ödülünü aldı.
Abartı yok.
Ciliv'in aldığı ödül beni mutlu etti. Şirketine, ülkesine ve sektörüne katkılarından dolayı en iyi CEO seçilen Ciliv, "Artık her genç, 'Devlet bursuyla okumuş Süreyya bu ödülü almışsa, biz de daha iyisini alırız' diyecek" demeyi ihmal etmiyor.
Biliyorum ki, ülkemin insanları başarıya aç ama başarıyı da takdir etmiyor! Sürekli birbirini kötüleyip, cephelere bölünüyor. Ülkeyi yönetenler insana yatırım yapmıyor, beyin sermayesine değer vermiyor! Ama Başbakan Erdoğan, Libya dönüşünde uçağı Ankara'ya iner inmez Ciliv'i arayıp tebrik etmiş. Ciliv, Erdoğan'ın tavrından etkilenmiş. "Pozitif enerji bu. Bu ülkeyi kimse tutamaz" diyor.
***
Turkcell, dünyada Türkiye'yi temsil ediyor... Üç ortağı var. İki yabancı ortak, Telia-Sonera ve Altimo kısa bir süre önce yerli patron Çukurova Holding'e karşı ortak hareket etme kararı aldı.
Bu karar, önümüzdeki dönem Turkcell'in yol haritasını belirleyecek. Ancak, yönetimdeki düğümü Virgin Adaları'nda süren dava çözecek. Sonuçta Turkcell'in üç ortağı da farklı yolculuklar sürdürüyor! Ortakların tavrı, holdingde "sahiplik avantajını" en aza indiriyor. Handikap yaratıyor. Üç patron bugüne dek sadece CEO seçiminde uzlaştı. Üstelik Turkcell, bugüne kadar kuşak değişimi yaşamamış, hâlâ birinci kuşak patron tarafından yönetiliyor. Bu da sıkıntı yaratıyor.
Oysa içerde veya dışarıda rakipleriyle yarışan ve bölgesel liderliğe oynayan bu şirket, patron kavgasını kaldıramayacak kadar hassas bir noktaya geldi.
8 ülkede faaliyet gösterirken, yeni pazarlarla ilgileniyor. Büyümek için komşu ülkelerdeki fırsatları değerlendirmeye çalışıyor. Henüz Irak'ta yok. Fakat Libya'ya gitme hazırlığı yapıyor. Kaddafi ile ön görüşme yapılmış. Az şey mi?..
Bu arada hatırlatalım, Maliye Bakanlığı ile yaşanan KDV sorunu da az iş değil! Taraflar yakında masaya oturuyor. Bakalım sorun çözülecek mi?