Dünyanın en ünlü sosyologlarından Manuel Castells, daha 2000'de öngörüde bulunmuş. Demiş ki; "Ağ toplumlarına ait kurumlar, esneklik ve uyumları kadar yaşar." Tezi kendisinden ünlü Samuel Hungtington, meşhur siyasi kurumlaşma makalesinde (çeviriyi Ergun Özbudun yapmış), "Uyum, kurumlaşmanın dört kurucu unsurundan biri" der. Bu krizde IMF, değişen şartlara uyum sağladı. Kurumsallaştı. Çünkü daha bir yıl önce fiyat istikrarını, büyümeyi, verimliliği hatta adil ekonomik düzeni, serbest piyasa ve onun kendiliğinden işleyen mekanizmaları belirleyecek tezini işleyen IMF, bugün farklı bir yolculuğa çıkmış durumda. Artık, "Kamu müdahalesi asgari olmalı" diyen IMF gibi bir kurum yok. Değişen şartlarla birlikte IMF, "Kamu müdahalesi ve desteği olmadan olmaz" diye tavır koyuyor. Üyesi olan 186 ülkeye, "Aman ne olur, kamu desteğini çabuk kesmeyin" diye uyarıda bulunuyor. Böyle bir süreçte IMF, dünya ülkelerinin kurduğu hükümetin sözcüsü olarak çalışıyor.
Bu vizyon IMF'yi haklı olarak farklı bir yere oturtuyor. IMF, eski IMF değil ki?