Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) kısa bir süre önce kabuk değiştirdi. DEİK sadece Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ni (TOBB) temsil etmiyor. Büyük patronlar kulübü Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ile islamcı Anadolu sermayesinin sesi Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'ni (MÜSİAD) bir çatı altında buluşturdu.
TOBB, TÜSİAD ve MÜSİAD birlikte yola çıktı.
Hedef, İstanbul'u finans merkezi yaparken, Körfez ülkelerinin petro-dolarlarını Türkiye'ye çekmek.
Kimsenin işi kolay değil. Dünya finans devleri Merrill Lynch, Morgan Stanley, Citigroup Körfez ülkelerine çoktan konuşlanmış.
Vakit geçirmeye gelmez! Zaten DEİK boş durmuyor. Kısa bir süre önce 'Arap İşadamları Federasyonu' ile bir protokol imzaladı. 22 ülkenin temsil edildiği Arap İşadamları Federasyonu'nun İcra Kurulu'na da Türk-Lübnan İş Konseyi Başkanı Mehmet Habbab gönderildi. Arap İşadamları Federasyonu, 20 milyar dolarlık bir ticaret hacmini temsil ediyor. Üyeler, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Körfez ülkeleri. OPEC'in Arap ülkelerini temsil eden bu Federasyon dün Cezayir'de toplandı.
Türkiye, Mehmet Habbab'ın öncülüğünde 7 kişi ile birlikte bu toplantıyı izledi. Toplantıda 2007'de Federasyona üye ülkelerin ortak işbirliğini artırmak için neler yapılabileceği tartışıldı. Federasyon üyelerinin çoğu petrol zengini ve OPEC'in Arap ülkeleri kanadını temsil ediyor. Sonuçta ortada henüz kullanılmayan ama 2007 yılında kendisine adres arayan '250 milyar petro-dolar' var.
Yanlış yazdığımızı düşünmeyin.
Para az-buz değil, büyük. Kimse açık açık sormasa da dert belli. Körfez'e park etmiş bu 250 milyar petrodolar hangi ülkeye gidecek? Dev fonlar bol getirili ülke arayışında. Ortadoğu'nun yeni finans merkezi olmaya aday iki şehri, Dubai ve İstanbul bu paranın ne kadarını çekebilir? İstanbul ne kadar doğrudan yatırım alabilir? Açıkçası ciddi bir lobi savaşı sürüyor.
İş, Dubai Towers şovu değil!!!
Türkiye, seçim sürecinde aslan payını kapma derdinde.
Fakat ortada bir açmaz var.
Bombalanmasına, yakılıp yıkılmasın rağmen Arap sermayesi Lübnan'ın başkenti Beyrut'tan vazgeçmiyor. Arap sermayesi için Beyrut bankaları adeta 'İsviçre.' Öyle olmasa Beyrut bankalarındaki 60 milyar dolarlık mevduatın 40 milyar doları Arap sermayesine ait olur mu? Herşeye rağmen Beyrut'taki bankalar ellerindeki mevduatın 18 milyar dolarını cazip projeler için kredilendirmeye uğraşıyor.
Durum böyle iken gırtlağına kadar borçlu Lübnan Hükümeti, 2007 Ocak ayında yapılacak. Paris Zirvesi'ne hazırlanıyor. Gayri Safi Milli Hasılası 20 milyar dolar, borcu 39 milyar dolar olan Lübnan, Paris Zirvesi'nde tüm dünya ülkelerinden para dilenecek. Borç sildirmeyi talep edecek. Telekom şirketini özelleştirecek.
Ne diyelim!!!
Benzetmek gibi olmasın ama biraz bize benziyor. Bizim tek farkımız sıcak paraya iyi faiz getirisi sağlamamız.