Tatil dönüşü herkese bir bilmece. Türkiye'nin örgütlenme şampiyonu hangi kesim?
İşçi mi? Memur mu? Esnaf mı? Sanayici mi?
Yorulmayın, söyleyelim.
Bu kesimlerin hiçbiri değil. Onlar bol bol konuşuyor. İş örgütlenmeye gelince hepsi ağızbirliği etmişcesine susuyor. Sessiz kalıp güçsüz olmayı tercih ediyorlar. Oysa Türkiye'de konuşmayan ama örgütlenen bir kesim var
İmamlar ve vaizler...
Diyeceksiniz ki,"Yahu ne oldu da imamlar ve vaizler sendikaların gücünü keşfetti?"
Çok basit. Aklın yolu da, hakkın yolu da bir...
Marx sağolsun
Her şey 2001 yılında çıkan 4688 sayılı ' Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'yla başladı. Diyanet çalışanları üç ayrı memur sendikası kurarak yola çıktılar. 5 yılda imamların ve vaizlerin yüzde 70'i sendikalarda örgütlendi. 78 bin Diyanet çalışanının 50 bini sendikalı oldu. Böylece Türk sendikacılık tarihine farklı bir imza atıldı.
Sakın ola, Türkiye'nin değerli imamları bize kızmasın...
Türkiye'nin imamları adeta Karl Marx'ın "Dünyanın bütün emekçileri birleşin" çağrısını izliyor.
Ne diyelim!!!
Elbette Diyanet kadrosundaki büro çalışanlarının da hakkını verelim. Bir de vekil imamlık yapıp kadro bekleyen 10 bin kişiyi de hatırlatmadan geçmeyelim.
DIVES prim yapmıyor
Bize göre imamların ve vaizlerin sendikaları da ilginç.
Çünkü üç büyük memur sendikası arasındaki rekabet, üç farklı imam ve vaiz sendikası üzerinden yürütülüyor.
Önce şu üç sendikayı tanıtalım.
Türk Diyanet Vakfı Sendikası: 20 bin üyesi var. Kamu-Sen'e bağlı. Ulusalcı bir çizgi izleyen Kamu-Sen, 327 bin üyesi olan bir sendika. Son bir yılda üye sayısını artırdı.
Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası: 29 bin 500 üyesi bulunan bu sendika Memur-Sen'e bağlı. Memur-Sen'in 203 bin üyesi var. AK Parti'ye ve izlediği politikalara sıcak bakıyor.
Diyanet ve Vakıf Emekçileri Sendikası (DİVES): 241 üyeye sahip. İmamların en az ilgi gösterdiği DİVES, KESK'e bağlı.
KESK, memur sendikacılığında ilk örgütlenmeyi yapan sendikaları çatısı altında tutan bir konfederasyon. 234 bin üyesi bulunuyor. Kamu çalışanlarına daha iyi çalışma şartları talep ediyor. Demokratikleşmeye katkıda bulunmak istiyor. İster istemez bu söylem muhafazakar kesimi DİVES'ten uzak tutuyor.
Fiyat pazarlığı yetmez
Biz buraya nereden geldik?
Türk insanı her yıl ağustos ayında Yüksek Askeri Şûra (YA. kararlarını bekliyor. Bir de hükümetle memur sendikaları arasındaki "memur pazarlığına" odaklanıyor. IMF programlarıyla yoksulluk sınırının altında yaşayan memurlar insanca yaşam hakkı talep ediyorlar. Hükümet ise toplu görüşmeleri 'fiyat pazarlığına' döküp işin özünden uzaklaşıyor. Kamunun bütçeden aldığı payın azaldığı, devletin ekonomide önemli bir aktör olmaktan çıktığı bir dönemde, hâlâ yetkileri elinde tutup "Memura bir hak verilecekse ben veririm" demeye devam ediyor.
Sonuç, memurlar yaşam, hükümet popülizm derdine düşüyor. İmamlar ise örgütleniyor. Hem camide hem hak aramada ön saflarda yerini alıyor.